• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Abdülkerim Kır ‘dan Bir Evlât Pîr Olsa da, Anaya Muhtaç İmiş

Abdülkerim Kır ‘dan Bir Evlât Pîr Olsa da, Anaya Muhtaç İmiş

Abdülkerim Kır ‘dan Bir Evlât Pîr Olsa da, Anaya Muhtaç İmiş

Annelik bütün kutsal metin ve kadim öğretilerde en değerli bir oluştur.
İnsanın, canlıların ve doğanın bütün var oluşları ve gelişimleri annenin üzerindedir.
İnsanın büyümesi, yetişmesi ve kendi başına bir birey olarak hayata tutulmasının bütün süreçlerinde annesi ve ailesi yanındadır.
Anne rahminde anne ve bebek arasında başlayan yolculuk göbek bağının kesilmesinden sonra emzirmeyle devam eder. Bir bebek annesinden beslenirken aynı zamanda sevgiyi emer ve bir çocuk sevmeyi annesinden öğrenir. Bir bebek büyüdükçe anne kucağından güveni ve elinden de hayata tutunmayı öğrenir.
Annelik Rahman’nın bir hediyesi olarak dişiye verilmiştir ve şefkat ile zenginleştirilip güçlendirilmiştir. Onun için anneliğin başladığı canlının oluştuğu yere “Rahim” deriz. Rahman ve Rahim sıfatları insanda annede buluşur ve yaratıkların şereflisi olan insan orada “hayat” bulur.
Bir kadın çocuk yapana kadar anne değildir. Annelik onda ki büyük değişiminde adıdır. O sadece bir kadın değil bir de annedir: kadın anne olunca olgunlaşır ve hayata hayat kattığının anlamına erer. Bu bir kişinin var oluşdaki zirvesidir.
Karşılıksız vermeler, katlanılan fedakârlıklar ve yapılan feragatlar; gece gündüz demeden, hastalık yorgunluk bilmeden, elde var yok şikayeti etmeden, hayatın bütün sıkıntılarını tatlaştıran ve keyifli hale getiren, canından vermenin; büyük eylemin adıdır:”ANNE”
Anadolu irfanı anneliği ne güzel ifade etmiş:
“Ana başa taç imiş
Her derde ilâç imiş
Bir evlât pîr olsa da
Anaya muhtaç imiş”
Konuyla ilgili olarak
Mevlânâ şöyle der: “Anne hakkına dikkat et! Onu başında tâc et! Zîrâ anneler doğum sancısı çekmeselerdi, çocuklar dünyaya gelmeye yol bulamazlardı.”
Kuranı Kerimde anne babaya iyilikte bulunma-ihsan, Allah’a şirk koşmayın veya O’ndan başkasına ibadet etmeyinden bahsedilen bütün ayetlerde ikinci cümle olarak geçer. Lokman süresi 14. Ayette: “Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için:) «Önce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır.” denir.
Bir Gün Peygamberin bir arkadaşı gelerek:
“–Ey Allâh’ın Resûlü! Kendisine en iyi davranılması gereken kimdir?” diye sordu. Peygamberimiz de:
“–Annen, sonra annen, daha sonra yine annen, sonra baban, sonra da sana en yakın olan akraban.” buyurdu.
Anneler için çocuklar hiç bir zaman büyümez ve onların çocuklarıdır. Biz ancak büyüdüğümüzü anne ve babalarımızı kaybettiğimiz zaman anlarız. O zamanda dertleşeceğimiz ve başımızı okşayacak bizim için dertlenecek bir annemiz olmayabilir.
Annemiz hayatta oldukça, bize her gün anneler günüdür. Onlar hayatta iken onlarla çokça zaman geçirmeye çalışınız; dualarını ve gönlünü alınız.
Hayatta olan annelerimize sağlıklı ve afiyetli bir ömür, vefat edenlerine de rahmetler dilerim.

avni çebi

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM