Ataköy 5. Kısım Çarşı Yöneticileri ve Esnaflarına

Bizde bir söz vardır: “Aslan yattığı yerden belli olur.” Dükkânlarınızda raflarınıza, masalarınıza verdiğiniz özen önemli. Lütfen çevrenize de aynı değeri verin.

Bu dükkândan para kazanıyorsunuz, öyleyse neden hep birlikte çevrenizi güzelleştirmiyorsunuz?

Yanmış otlar yerine yemyeşil çimler olsa, boş alanlar bakım görse daha iyi olmaz mı? Binaların arasından geçerken, bakımsız ve terk edilmiş eşyalarla dolu alanlar görmek rahatsız edici.

Dükkânlarınızın önündeki kaldırımlarda taşlar yerinden oynamış. Bu görüntü sizi hiç mi rahatsız etmiyor? Hepiniz “Bana ne?” mi diyorsunuz?

Dışarıdan baktığımızda, çarşı gibi görünen bu yerin boyası dökülmüş, makyajsız bir yüzü var.

Yönetici kim dendiğinde, işi bilen birinin olduğu varsayılır. Ancak mevcut yönetici, kimseyi dinlemeyen ve artık yorulmuş biri gibi görünüyor.

Şikayetler de genellikle alkol yüzünden çıkan sıkıntılarla sınırlı. Esnaflar ise “Müşteriye yetişmeye çalışıyor, ne yapsın?” diyor.

Bizde bir söz vardır: “Yabancı göz, terazidir.” Ben size ayna tutuyor, uyarmaya ve farkındalık yaratmaya çalışıyorum. Ekmeğinizi kazandığınız bu yer, değer verdiğiniz bir yer olmalı.

Çarşıya gelen misafirleriniz, müşterileriniz, komşularınız için arkanızda temiz, bakımlı ve estetik bir çevre bırakmalısınız.

Çevrenizi güzelleştirin, çarşı kültürüne sahip çıkın. Gelen şikayetleri dinleyen, gönülleri kazanan bir yönetim anlayışı oluşturun. Esnaflar arasında dostluklar kurulsun.

Aynı iş kolunda rekabet yerine eksik kalan alanlarda çeşitlilik sağlanmalı. Mesela, çarşının bir köşesinde çocukların vakit geçireceği bir Masal  park olsa, aileleriyle keyifli zamanlar geçirebilecekleri bir ortam oluşturulsa daha iyi olmaz mı?

Çocuklar ve büyükler, fotoğraf çektirebilecekleri alanlarda vakit geçirseler daha güzel olmaz mı?

Bir köşede sadece Bakırköy yazarlarına özel bir alan olsa, her gün beş yazarın kitaplarının satıldığı, imza günlerinin düzenlendiği bir yer yaratılsa, kültürümüze ve kitap okumaya katkı sağlansa? Yöneticiler, bu tür yenilikler için fırsat yaratmaktan çekinmemeli.

Bizde bir atasözü var: “Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de fazla ver ki ziyan etmesin.” Çarşınıza faydalı olabilecek insanlardan yararlanın, dayanışma kurun. Komşularınızla kardeşçe kucaklaşın. Yönetim olarak haftada bir gün yaşlıları ve yatağa bağımlı kişileri ziyaret etseniz, komşuluk haklarına daha fazla değer verilse daha iyi olmaz mı?

Küçük detaylar, büyük farklar yaratır.

Ayson Karabağ

Yazar-Gazeteci