• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Çocukluğumda Kibarlık Öğrenecek Vaktim Yoktu

Çocukluğumda Kibarlık Öğrenecek Vaktim Yoktu

Çocukluğumda Kibarlık Öğrenecek Vaktim Yoktu
İstanbul’a İstanbul olduğu zaman gelmişiz. İstanbul dili vardı, şifası vardı, kültürü vardı. İnsanların yanında öğrenme isteğimiz vardı. Çok nazik, zarif, kültürlü kadınlarımız vardı, esnafımız vardı. Çok kibar konuşurlardı. Bir kadın nasıl karşılanırdı, çok etkileniyordum. Bu görüntüler bizim kitap okumamızı, kendimizi yenilememizi, geliştirmemizi sağlıyordu. Gazino kültürü vardı. Giyimli, bakımlı hanımların gelişi topuklu ayakkabılarının sesiyle belli olurdu. Girişte kürklerinin alınması, sandalyelerinin çekilmesini gördükçe şimdi çok eksiğimiz var diye düşünüyorum. İş yapmaya para kazanmaya çaba harcıyordum. Hatta Pertevniyal Lisesi’nde beni çok beğenen kız arkadaşım vardı. Gidelim Yenikapı’da çay bahçesinde çay içelim dediğinde çay param olmadığı gibi sandal çekecek kibarlığını bile yapamaz haldeydik. Kıza bacım demeye başladığım günlerde, başlarım senin bacına diyerek beni terslemişti. Onun için kibarlık, kültür istiyor, yaşanmışlık istiyordu. İnsanın cebinde para olmayınca boş adam, güvensiz adam durumuna düşüyor, çaresiz kalıyorsunuz. Para olmayınca iki cümla dahil kuramıyorsunuz. Onun için kibarlık içten gelen, eğitimle gelişen bir yetenektir. Çok eksiğimiz olunca bunu yapsak yapmacık olduğunu görürlerdi diye yapamadık. Kibarlık içinde yürekten gelen bir kültürün parçasıdır. Öğrenecek vaktim olmadı, geçim derdinde olunca kibarlık akla gelmiyordu.
Ayson Karabağ
Yazar-Gazeteci

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM