• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Hasan Yılmaz Tokuş Biyografi

Hasan Yılmaz Tokuş Biyografi

Hasan Yılmaz Tokuş Biyografiİstanbul Beşiktaş’ta ilk ve orta, lise eğitimimi Ortaköy’de tamamladım. İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun oldum. Askerlik görevimi  yedek subay olarak tamamlayarak, İsviçre’ye turist olarak gittim. Gece gündüz çalıştım, akşam üniversitede eğitimci olarak görev aldım. Üniversitenin laboratuvarında çalışmalar yaparak buluşlara imza attım. Cumhurbaşkanımıza mektup ile Türkiye’ye dönme kararı almış bulunmaktayım. Yanmayan kumaş düşünüyorum.

Daha da çok şey var. Bir an önce fabrikanın içinde laboratuvar açarak, başka işlerin peşinde de koşmak arzusu içindeyim. Bir taraftan üniversite öğrencilerimizin ufkunu açmak, öğrencilere el vermek, öğrenci yetiştirmek için çalışmayı düşünüyorum. Bizde bir atasözü vardır. 1 yıl çalışmak istiyorsan ağaç dik, 5 yıl çalışmak istiyorsan arpa ek, 50 yıl çalışmak istiyorsan adam yetiştir. Bu aşk içinde tecrübelerimi, birikimlerimi gençlere vermek için Türkiye’ye döndüm. Hz. Ali’nin bir sözü vardır. Zenginliğin en iyisi akıl zenginliğidir. Zenginliğin, bilginin ne kadar kıymetli olduğunu ne kadar değerli olduğunu öğrencilere hatırlatmak istiyorum. Arzu ettiklerinin peşinde koşarak değil mutluluk içinde imkanlarına göre mutlu olmayı, huzurlu olmayı, insanı sevmeyi bilin yeterli. Sağlığın kıymetini anlayın yeterli. Özgürlüğün değerini hissedin yeterli. Dışarıda engel yok, kafanızdaki engele takılmayın. Dışarıdaki engeli aşarsanız hedefe ulaşırsınız.

Hasan Beyin hayatını ve başarı hikayesini okuyarak geçmiş zamana yolculuk yapmış olacaksınız.

Belki de kendinize ilham veren bir bilim hocasını bulacaksınız. Hayatı boyunca her insan gibi o da bazı zorluklarla karşılaştı. 11 yaşında babasını kaybederek canı çok yandı. Dağlanmış yüreği gitti, öpülecek eli gitti. Bu dünyada en büyük yaran nedir diye sorarlarsa babamdır derim. çalışarak  annesine maddi katkıda bulunmanın mutluluğu yaşamış. Bir taraftan okula giderdi, öğleden sonra triko atölyesinde çalışarak aileye katkıda bulunarak, meslek öğrenerek, gençlik yılı ve çocukluk yıllarını öğrenerek, çalışmakla geçiyordu.
 Hayat Hikayesini Okuyacaksınız, Bu Bilgi Dolu Yolculuğa Hazır mısınız?
Mahallemizde çocuklar tarafından denizcinin oğlu sen de ileride karanın mucidi olacaksın derlerdi. 19.06.1949 İstanbul Beşiktaş’ta doğdum. Babam Deniz kaptanı Mehmet Zeki Tokuş beyefendi, annem İstanbul hanımefendisi  Meliha Tokuş Hatun dererdi. Biz dört kardeştik. 2 kız, 2 erkek. Pek çok şair ve filozofun yetiştiği Beşiktaş zeytin ağaçlarıyla dolu bir tarafı denizlerle çevrili, Beşiktaş’ta güle oynaya ve neşeyle büyüdük. Çocukluk yıllarımda çalışarak, sorumluluk alarak, hayata başladım. Belki de Yaradanım, bana bu duyguyu yaşatmak için devam ettim, şükürler olsun. Yüreğimde kalan baba sevgisi içimde yara gibi ama belki de bana faydası var. Bilemiyorum yüreğimdeki yara nedir deseler baba yarası derim. İstanbul Ortaköy’de büyümek her anlamda çok keyifliydi. Ortaköy’de büyüyen bütün çocukların hayallerini denizci olmak süslerdi. Babam Ortaköy’e gelince mahalle çocuklarına hediyeler vererek, kalplerini kazanmıştı. Kardeşlerim arasında en küçük olan bendim. Ağabeyim denizci olacağımız günlerin hayallerini kurardı. Ama öyle sıradan bir denizci olmak bizim hayalimiz değildi. Bizim hayalimiz kocaman kendimize ait bir geminin kaptanı olmak ve maceradan maceraya atılmaktı.
Bu hayallerle büyüyor, kendimizi yetiştiriyorduk, bende okuyarak, hayallarimi kurarak yoluma devam ediyordum. Öğrendiklerimi defterime yazarak, hayallerimi kurarak yoluma devam ettim, kendi kendimize yetiyor, kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorduk. Gel zaman git zaman Ablam İsviçre’ye gitti. Bende yedek subay olarak askerliğimi yaptım. Askerlik sonunda misafir olarak ablamın davetiyle İsviçre’ye gittim. Denizcilerin belli bir rotası yoktu. İsviçre’de ablam tekstil firmasında çalışıyordu. En büyük tekstil firmasi ve üniversitesi olan patrona benden bahsetmiş. Kumaşa desen yapan biri demiş, gelsin gezdir demiş, beni tekstil fabrikasına götürdüler, gezdim makinaları, gezdikçe çalıştığım makinayı iyi bildiğim için oturdum desen yaptım. Makina üzerine bırakıp geldim. Pazar sabah eve fabrikadan patronlar geldi. Bu deseni yapan kişiyi merak ettik diye. 25 yaşındayım, o deseni nasıl olur bu genç yapar dediler. Bu şekilde dikkatlerini çekerek, rotamız tekstil sektöründe çalışmaya başladım. Sonra üniversitede hocalığa devam ettim. Nereden davet gelirse giderim ve bilgi vermek için koşardım. Zamanı gelip geçerken içimde Ortaköy, Beşiktaş vatan toprak aşkı ağır bastı. Bende bir süre sonra Türkiye’ye döndüm. Evli ve iki oğlum var.
Şimdi hayallerini kurduğum iç ve dış cephe kaplama ürünü üretip dünyaya pazarlamak, inşaat sektöründe bir ilke imza atmak, rotamızı inşaat sektöründe depreme dayanıklı ses geçirmeyen, sıcağı soğuğu içinde saklayan, orman içinde, oksijen havasında yaşama sevincini yaymak için yaşatmak için Türkiye’deyim. Kalan ömrümü icat ettiğim bu ürünü ülkeme kazandırmak hedefindeyim. Artık başarılı ürünümüz için Türkiye’de ve Dünyada söz sahibi olmak için kolları sıvadık.
Çocuklarla paylaşmayı ve hediyeler vermeyi her zaman çok severdim. Elde ettiğim bu icadı ülkeme, insanlara faydalı bir ürün olacağına yürekten inanıyorum. Onun için hayallerimi kurarak, erken kalkıp geç yatanlardanım. Okumayı, araştırmayı bırakmayan, hayatı seven, insanı seven, ülkesini seven bir bilim adamıyım.
 Ayson Karabağ
Yazar-Gazeteci

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
Bakırköy Haber