Hayata Dair…

Hayat bize mutluk ve hüznü beraberinde sunar aslında bizler çoğu zaman bunu kabul etmeyerek sadece hüznümüzü artırırız. Oysa mutluluk zamanlarımızda mutluluğu doyasıya hüzünlü zamanlarda ise hüznümüzü kabul ederek daha dengeli bir hayat yaşaya bilir. Hayatın kendi içinde bir dengesi olduğu gerçeğini kabul etmek belki de tek yapmamız gereken bu.

Toplumu oluşturan sosyolojik katmanlar anlamak, insanı oluşturan psikolojik katmanları anlamak ve nihayetinde içinde yaşadığımız dünyayı anlamak için biraz felsefe bilmek bizi daha mutlu insanlar yapabilirdi. Keşke matematik Türkçe fen ana dersleri gibi ilkokuldan başlayan sosyoloji psikoloji ve felsefe derslerimizde olsaydı. Aristoyu ,Sokratesi ,Platoyu öğrensek felsefi kuramlarını anlayabilsek keşke ,bundan iki bin küsur yıl önce kurulan düşünceler günümüz insanın bunlardan habersiz yaşaması tirajı komik bir durum aslında

Neşet Ertaş’ın bir anadan dünyaya gelen yolcu isimli türküsündeki felsefe acaba kaç köşe yazımızda yada kaç TV programında var bu konularda toplumsal öz eleştiri yapmak gerekiyor. Ancak bizim toplumuz eleştiriyi de sevmez o yüzden öz eleştiri kültürünü yani insanın öncelikle kendini eleştirmesini geliştirmek gerekiyor belki de. Bir insanın gelişim sürecinin en büyük ögesi öz eleştiridir kendini eleştiremeyen bir kişinin kendisini geliştirmesi de mümkün değil.

Büyüklenmeden akıl satan havalarını girmeden bir şeyler yazmak bir şeyler paylaşmak elbette mümkün karamsarlık çizmeden sağa sola sataşmadan önce kendimizden eleştirmeye başlayarak.

Okumak gerekiyor kuşkusuz bolca, insanlar genel olarak karanlıktan korkar bunun altında değişik psikolojik etmenler olsa da tek bir sebep vardır o da bilinmezliktir. Oysa karanlıktaki korkumuz ışıkla aydınlanma ile son bulacaktır karanlık bir odaya girdiğimizde korkumuzu aşmamıza ışığın düğmesine basmamız ile beraber odanın aydınlanması ile son bulacaktır işte bizi hayata aydınlatacak korkularımızda kurtaracak ışık aydınlanma okumayla bilinmezliklerimize son verme ile mümkün olacaktır.

Tam tersi bir iddaa da mevcuttur bilmeyerek mutlu olmak cehaletin mutluluğu (cahil cesareti de buna bir örnektir başına gelecekleri bilmeden cesaret sergilemek ) dünyadaki olup bitenleri bilmeyerek daha da mutlu olmak buda kuşkusuz bir tercih ancak bilmeyerek mutlu olmaktansa bilerek hüzünlü olmayı tercih ederim kendi adıma.

Bilmek okumak hayatı dengeli yaşamak anlamak empati kurabilmek hayatın içinde olan önemli anlamlı kelimeler, bu öğrenim süreçlerinin kimseye doğuştan bahş edilmediğini bilerek yaşamak.

Sağlıklı Mutlu Ve Huzurlu günler geçirmeniz dileği ile…

Mehmet Uğur Hacaoğlu