• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
İstanbul’daki Organize Sanayii Bölgeleri İçin Nitelikli Konut Üretiminin Ekonomimize Katkıları

İstanbul’daki Organize Sanayii Bölgeleri İçin Nitelikli Konut Üretiminin Ekonomimize Katkıları

İstanbul’daki Organize Sanayii Bölgeleri İçin Nitelikli Konut Üretiminin Ekonomimize Katkıları
Bugün üzülerek öğrendim ki YTÜ Mimarlık Fakültesi’nden çok kıymetli Hocam Prof. Dr. İhsan Bilgin’i bir sene önce kaybetmişiz, ruhu şâd olsun, huzur olsun, bu yazımı yüksek lisans yaparken kendisinden aldığım “Avrupa’da 19. yy. da Sanayileşme Sonrası Kentsel Dönüşüm” isimli son derece “keyifli ve önemli” bilgiler aktardığı dersini hatırlayarak yazıyorum…
Berlin ve Paris’te demir çeliğin keşfinden sonra, demiryolu ağları örülmeye başlanmış, mevcut şehir yerleşkesinden dışa doğru/ yeni kurulan sanayi merkezlerine doğru, şehir halkalar şeklinde (Paris’te) genişlemeye başlamıştır. Bu sanayi merkezlerinin çevresinde ise, fabrikalarda üretimde çalışan dar gelirlilerin barınma sorununu çözmek maksadı ile düşük niteliklerde toplu konutlar üretilmeye başlanmıştır. Türkiye’de ise 1965 yıllardan sonra gelişmeye başlayan sanayileşme süreci ile kırdan kente göç ortaya çıkmıştır. Genelde küçük ölçekte ve dağınık olarak kurulan sanayi tesislerine yakın bölgelerde ise düzensiz yapılaşmalar olarak gecekondular oluşmuştur. Bu sanayi bölgelerinin az da olsa, yer tarifi 1965 li yıllardan sonra devlet eli ile yapılmaya başlansa da, organize sanayii bölgelerinin devlet eli ile örgütlü model şeklinde oluşturulmaya başlanması ve sanayii girişimcilerinin tanımlı bir bölgede yığılma yolu ile güç kazanmaları 1980 yıllardan itibaren hız kazanmaya başlamıştır. İstanbul özelinde, sanayi bölgelerinde nitelikli barınma ihtiyacı konusuna kısaca değinmek istiyorum. Yapıldığı tarihte (1982) döneminin en büyük sanayi sitesi olma özelliği taşıyan İMES (İstanbul Madeni Eşya Sanayii Sitesi) 650.000 m2 arazi üzerine kurulmuştur. Yaklaşık 1250 adet işletmesi ve 12.000 civarındaki çalışan sayısına rağmen, çalışan ve buna ek olarak aileleri nüfusuna yönelik, yakın çevresinde konut arzı sunulmamıştır. Bunun yerine sistem, Dudullu & Ümraniye  çevresinde gecekondulaşmaya giderek, kendi çarpık çözümünü geliştirmiştir. Organize sanayi bölgeleri,  ihracat yönelimli büyümenin çok önemli birer parçasıdırlar ve
İstanbul genelinde şu an işletmede olan en az 20 adet SB. ve OSB. bulunmaktadır. Bu bölgelerde çalışan dar gelirli halkın her açıdan (sosyal& insanî değerleri olan, depreme dayanıklı) nitelikli konutlarda yaşamalarının ülke ekonomisine faydalı katkıları olacaktır. Zira İstanbul’da SB. de ve OSB. de çalışan ve ailelerinin toplam nüfusunun ortalama 1.000.000 kişi civarında  olduğunu hesaplıyorum. Sanayi bölgelerinin iş verimliliklerinin artması için sadece iş ortamı koşullarının iyi olması yeterli koşul değildir. Verimliliklerinin arttırılması için, aynı zamanda nitelikli toplu konutların yerel yönetimler desteği ile de arz edilmesi gerekmektedir. Bu ulusal ve uluslararası sermayeler ile kurulan sanayi  bölgelerindeki üretimlerde, çeşitli alt sözleşmeler aracılığı ile, uluslararası işletmeler tarafından da üretim gerçekleştirilmektedir. Bu bölgelerde, üretimde meydana gelebilecek tıkanmalar, ithal ikâmeye neden olacaktır. Ülke ekonomik bilinirliliğini de zedeleyecektir. O nedenle  10 yıl ~20 yıl vadeli kredilendirme ve nisbî olarak düşük faizlendirme yöntemi ile, çalışanlar ve ailelerine nitelikli toplu konutlar kazandırılması uygun olacaktır diye düşünüyorum. Burada önemli olan bir husus ta, arz edilecek bu toplu konutların arsalarının, ki bunlar büyük oranda kamu arazisidirler,  yerel yönetimlerin de girişimleri ile düşük maliyetle üretilmesi /alt yapılarının hazırlanması, sanayii de çalışan dar gelirlileri rahatlatacaktır. Önemli bir diğer husus, konutun arz edileceği arsaların (mevcut konutların yenilenmesi durumu söz konusu değil ise), ilgili sanayii bölgesine azâmî 15 dakika demiryolu taşımacılığı mesafesinde çözülmesinin gerekliliğidir. Bu suretle, istihdam ve iş verimi yükselecek,  sanayi zonları yüksek verim ile çalışarak hem iç pazara hitap ederek ithalatı azaltacak, hem de ihracat hacmini sürdürülebilir boyutlarda geliştirecektir.
Sonuç olarak;
-Sanayi zonlarının asgari mesafelerinde, çalışan dar gelirliler için nitelikli toplu konutlar üretilmeli,
– Bu konutların düşük faizler ile uzun vadede finansmanı sağlanmalı,
– Sanayi zonları ve bu üretilen toplu konutlar arasında kısa mesafe raylı sistem taşımacılık ağı örülmelidir.
16.000.000’luk İstanbul nüfusunun ortalama 1.000.000′ unu kapsayan sanayi bölgelerinde çalışanlar ve ailelerinin yaşadığı, nispeten niteliksiz ve spekülatif konutlar bir an evvel dönüştürülmelidir. Tabii sanayii tesisine “uzak” mesafede yaşayan ve sabah akşam ulaşımda/ trafikte fiziksel sıkıntı yaşayan, mutsuz, fazla para ve zaman harcayan çalışanları da bir an evvel, iş yerlerine kısa mesafedeki konutlarına ulaştırmak gerekmektedir. Bu yöntem ile hem ülke ekonomisine ilk etapta dolaylı görünen önemli katkı sağlanmış olunacak hem de büyük çoğunluğu niteliksiz ve depreme dayanıksız inşaa edilmiş olunan konutların dönüşümü sağlanacaktır.

Y. Mimar Nursel Dadaş (MBA)

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM