Emperyalizm Herkesin Kendi Dünyasını Kurdu mu?

Artık neredeyse herkes kendi dünyasında yaşıyor; gözler, akıl ve hatta telefonlar ayrı bir alemde. Çevremizi iyi gözlemlediğinizde, yolda yürürken telefonla meşgul olanları, konuşurken tamamen kendine dalmış insanları görürsünüz. Marmara’da, telefonlarına dalmış halde yürüyen kimse, yanındaki insanı fark etmez; tren yolculuğunda ise yanınızdaki kişiye “merhaba” deme cesareti bulamayanlar, hemen kendi dünyalarına çekiliyor.

Evlerde de benzer bir durum söz konusu. Gençler, odalarında aileleriyle iletişimi koparmış durumda; ancak ihtiyaç anlarında kısa kısa iletişim kurabiliyorlar. Akılları ve fikirleri, ister WhatsApp’tan ister sosyal medyadan olsun, hazır sohbet dünyalarıyla dolu. Bu durum, yanlış ve doğru bilgilerin iç içe geçtiği bir çağda her insanın kendini adeta işgal altında, yoğun ve dolu hissetmesine neden oluyor. Bu kalabalık içinde dolaşırken, sergilenen tutumları ve davranışları yakından gözlemlemek önemli.

Yolda yürürken etrafınızdaki güzellikleri fark edip duyarsanız, oradan çıkarılacak dersler de olacaktır. Marmara’da yanınızdaki kişiye “merhaba” diyerek iletişim kurulması, samimiyeti ve sosyal bağı güçlendirecektir. Evde ise anne ve baba ile iletişimin yeniden sağlanması, birlikte sofrada buluşulması ve sonrasında ailece televizyon izlenmesi, sağlıklı iletişimin örnekleri arasında yer alabilir.

Okuma yoluyla gözlerimizi ve kulaklarımızı beslemek yerine, sürekli dolu dolu örülmüş sohbetlere kapılıp yanlış anlamalar içinde zaman kaybetmek; sağlıksız beslenmek, sağlıksız videolar izlemek ve karamsar, umutsuz bir gençlikle karşılaşmak, iletişimin ne kadar zayıfladığının göstergesidir. Gerçek iletişimi kuramadığımızın farkında olmak gerekir.

Ne “evet” ne de “hayır” demenin nerede ve nasıl kullanılacağını bilmeyen, gece geç saatlere kadar uyanık kalan ya da sabah kadar uyuyan gençlerin sayısının artması, çevremizdeki sosyal iletişimin zarar gördüğünü açıkça ortaya koyuyor.

Hazırlayan:
Ayson Karabağ, Yazar-Gazeteci