Gençler Hatalarınızda Ders Çıkartın

Bir usta diyor ki: Ödenmiş faturaları dinleyin, o faturayı siz ödemeyin. Hatalardan ders alın siz kendi hatanızdan ve başkalarının hatalarından ders çıkarın. Haber olan hatalardan ders çıkarın. Filmlerde dizilerde iyi rol yapan kötü rol oynayanlardan da ders alın. Ders her yerde var; iyi dinleyerek iyi gözlem yaparak, empati yaparak kendimizi hayata dik durmaya hazırlarız. Onun için bir genç başından geçenleri ders çıkarmanız için yazıyorum. Bir öğrencinin arkasında bıraktığı hatalardan ders çıkarması için yazıyorum. Büyüklerine gidip ben bunu yapacağım ne dersiniz demeden bankadan kredi kartı alarak, o karta güvenerek Artvine kadar kamera ekibinin bedelini ödeyerek masraf edip, para harcıyor. Bir amaca hizmet etmiyor ama banka para kullanıyor, taksit yapıyor. Asker öde diyor ödemiyor. Büyüklerine söylemiyor. Üzerinde durmuyor, mesajlara bakmıyor. Merak edip başkasıyla görüşmüyor ama banka eve ihbar gönderdiği zaman ev halkı durumu öğreniyor. Önlem için bankaya gidiyorlar ama sizinle görüşemeyiz diyorlar. Hesap sizin değil deyip avukata yönlendiriyorlar. Avukat aradığın da bugün bu kadar ödersiniz yoksa eve icra geliriz diye tehdit eder gibi konuşuyorlar. Bankadan aldığı para 5000₺ belki yememiş ama 7000₺ faiz işlemiş, 5000₺ avukat ve dosya masrafı, 3000₺ derken karşısına 23.000₺ borç çıkıyor. 5000₺’lik para habersiz alındığı için, duyarsız kaldığı için, üzerinde durulduğu için ödenecek paraya bir bakmak gerekir. Bunu genç öğrencinin annesi taksit taksit öderken her ay her gün yemedi içmedi borç ödedi. Bu bitmeden genç öğrenci bir hamle daha yapıyor: Tünelde çalışmaya başlıyor bir arkadaşı ile ev tutuyor. Arkadaşın evi yok ama bizim genç öğrencinin 10 dakikada ulaşacağı evi var ama arkadaşına eşlik ederken habersiz karar veriyor ve doğal gaz için bizim genç üzerine alıyor. Gel zaman git zaman arkadaşı çekip giderken bizim genç yalnız kalmaya devam ediyor. Fakat masrafı fazla olunca bizim genç de bırakıyor ama doğal gazı iptal etmiyor, hesabını kapatmıyor. Gel zaman git zaman doğal gaz faturası avukatla birlikte eve ihbar geliyor. Yine anne evladının adı kirlenmesin diye mücadele veriyor. Ama gencin hiç de umurunda değil bu da ikinci hatası. Genç babasının arabasını alıyor gece saat 03.00’da haber geliyor oğlun kaza yapmış diye. Anne baba gidiyorlar oğullarında bir şey yok ama arabanın önü gitmiş. Canın sağ olsun diyerek bu kazadan bir şekilde kurtuluyorlar ama araç kasko ile yapılıyor. Aracın siciline girmiş oluyor. Araç satılacağı zaman 20.000₺ zararın var. O kaza maliyetini yine anne üstleniyor. Ama hata ve yanlışlık var; aile büyük bir maliyet verdiği için genç bunu fark etmiyor ama anne oğlunun borçlarını ödemek için işe girmek zorunda kalıyor. Fakat bizim genç bu mücadeleyi fark etmiyor. Arkasında bıraktığı maliyeti ve zararın hiç farkında değil derken bir taraftan dışarılara giderken yolda parası kalıyor anne ve babanın banka imkanı olmadığı için o ilçede bir tanıdık bularak onun adına para çıkarıyorlar. O kişi genci bulup para veriyor. Bu şekilde devam ediyor. Alışkanlıkları devam ediyor; dışarıda kalınca, parası olunca gelen telefon ne oldu korkusuyla açılmaya başlanıyor. Bu korkuyu annesi 24 saat yaşıyor. Korkuyla açılan telefonların genç hiç ama hiç farkında değil. Anne korku içerisinde yaşarken bir şey söylemeye çekindiği için gençtir toplar, gençtir hatasından döner bu duygu ile gel zaman git zaman askerliğe kadar sürdü. Araç veriyorsun benzin biter getirini koyar. Aracın arkasından cezalar gelmeye başlar. Araca biniyorsun sigara kokusu… Araç sanki bir olayın içinden çıkmış bir haldedir. Bizim genç dışarıda ne iş yaptığı ve nelerle uğraştığını bilmeyen anne arkasında gezip ikaz etmekten yorulmuştur. Belki kendisi uyanır. Bizim genç bir taraftan güven kaybettiğini bilmiyor bir taraftan da söz verdiği zaman sözünde durmadığını fark etmiyor. Babanın güveni bitmiş ve gence imkanını kesiyor ki kendisini toplasın ama genç bunun da farkına varmıyor. Baba, ticaret insanı olduğu için hak etmeli, değer bilmeli araba bir yere giderken benzin ve park hesabını yapmalı ama genç “siz bana güvenmiyor musunuz?” diyerek aynı alışkanlıklarına devam ediyor. Babası aynı tutumda bir şeyler öğrensin istiyor ama annesi desteğe hala devam ediyor. İşi bırakıp çalışmıyor; gece ayakta gündüz yatıyor. Dünyası ve vücut yapısı değişiyor. Aynı ortamın adamları değiliz diyerek düşünmeye araştırmaya başlamış. Annesi başlamış doktorlara gidip bilgi almaya. Hocalara gidip bilgi alıyor. En son doktor gönderiyor 4 seans sonra orayı bırakıyor, doktorun umudu bitiyor. Bir taraftan evine zarar veriyor ve huzursuzluk çıkarıyor; evin duvarını parçalıyor, kapılara vuruyor, yüksek sesle konuşuyor bir taraftan da arkasında bıraktığı borçlar ile uğraşırken bir taraftan da kırdığı kalpleri görmediği gibi maddi hasarlarını da fark etmiyor. Bir düşünün: Bir anne ve baba oğlundan gelecek telefonları endişe ile açıyor. Bu izi siz bırakmayın. Eve gelip yiyip içerek büyüklerin sözlerini dikkate alamayacak kadar farkında değil. Elindeki imkanlara şükredecek kadar

bilgisi yok. Çalışan ve mücadele eden babasını göremeyecek kadar gözler kapalı, kulakları duymaz olmuş. Babasıyla empati yapacak kadar bir şey bilmiyor. Uzun yollardan gelip hedefi için çalışan babaya el vermek varken, bu konulardan uzak kalan biri. Ama destek olsa hayallerini gerçekleştirmek için, çok şey kazanmış olur ama akıl edemiyor. “Bırak” diyor; bu savaşçı biri söyleyemez. Bu konular iş bitti  genci çok rahatsız edecek. İçin için ağlayan babasını görmez olmuş. İşte gençler bilgi böyle bir şey. Gençler sizlere tavsiyem; Sizleri yetiştiren, sizler bu yaşa getiren anne ve babalarını eleştirmeyin. Siz o evden uçmaya çalışın, kendi kanatlarınız altında durmasını bilin, hesabınızı kitabınızı yapın ve kendi dünyanızı kurun. Evinizde anne babanızı ağırlayın; o gün dünyayı bağışlamış olursunuz. Anne ve babanızın işine karışmayın ama el vermesini bilin, yardımcı olun. Destek verin, yanında olmasını verin ama asla onların yerini bozmayın. Bir kuşun yuvasına bile insanlar dikkat eder, itina gösterir. Siz de yuva kurmuş, mücadele vermiş, uzun engelli yollardan gelmiş, bedel ödemiş bu insanların yorgun olduğunu bilin. Çok ezildiklerini görün, fikir bile söylemeyin. Onlar bir şey yaparsa size sorarlar ama siz sormayın. Onların malına mülküne göz dikmeyin. Onların yanında olun; para için, mal ve mülk için yanında olmayın, sevdiğiniz için yanında olun. Çünkü, o mal size kalırsa faydasını görürsünüz yoksa nasip olmaz. O mal ve mülkte alın terleri var, emekleri var, yılların birikimi var. Topladıkları imkanlar evlatları için ama o evlat sevgi ile mülk ayırmasını bilecek. Aklından geçirmeyi, hesabını yapmayacak, mevzu dahi etmeyecek. Onun için bilgi böyle bir şey. Onun için bizi yaratan, bizim için alın yazısı yazan bizi takip ediyor. Niyetimizi dahil biliyor. Kalbin ve ağzın temizliği çok önemli. İyi niyet çok önemli. Aklınızı ve hislerinizi kullanın diyor. Akıl ve his çok önemli. Bizi yaratan her gün 5 vakit namaza, duaya davet ediyor; bunu duyamayacak ya da istemeyecek kadar duyarsız kalırsak bunun bedeli ağır olur. Onun için duyarlı olup kalbinizi açın. Başkasının acısını hissedin, duyun, anlayın ki hatalardan ders çıkaralım. Hatadan geri dönüş yapalım. Doğru yola girmeye çalışın; yaşlılara cahil demeyin. Onun geldiği yolu, yaşadıklarını tahmin bile edemezsiniz ama düşünün empati yapın. Bu dünya boş değil; genciyle yaşlısıyla çocuklarıyla kavim kavim yaşantıya uyun. Siz de kaviminiz  temsil ediyorsunuz. O kavimin hakkını verin. Şükretmesini bilin, eleştirmeyin; insanların yanında olun, duyarlı olun. Hatalardan ders çıkarın. Yaptıklarınızın önüne arkasına bakın. Bıraktığınız yolun izine bakın. Etrafına verdiği sıkıntıya bakın. Açtığı üzüntülere bakın, empati yapın. Kalpten, içten özür dilemesini bilin. Kırılan kalbi kazanmak için emek verin, hediye verin, ilgi gösterin, yürekten yapın. Bir iki üç gerekirse dört hatta on sefer de olabilir ama kalbi düzeltin. Bu hayatta politik dili öğrenin. İnsana güvenmeyin, duvara yaslanmayın. Bu sözler kulağınızda çınlasın, unutmayın.

Ayson Karabağ

Yazar-Gazeteci