Nefsin Peşine Koşma, Aklın Peşine Koş!

Nefsin peşine koşarsanız, çevrenizde ne dost tutabilirsiniz, ne de aile içinde huzur bulabilirsiniz. Güvenilir bir insan olmaktan uzaklaşırsınız. Bu nedenle, nefsin söylediklerini yapmaktan kaçının. Aklınızın rehberliğine güvenmeyi öğrenin.

Bir arkadaşınızın size yanlış bir şey yaptığını düşünelim. Nefis der ki, hemen telefonu aç, ağzınıza geleni söyleyin ve kapatın. Ancak, bu şekilde davranmak yerine, aklınızın sesine kulak verin. Telefon açıp tepki göstermek yerine mesafe koymayı öğrenin. O kişiyi hayatınızdan tamamen çıkarmak yerine, hatasını yüzüne vurmadan, onunla aranıza sağlıklı bir sınır koyun. Böylece hem kendinizi yıpratmaktan kaçınır hem de çevrenizdeki insanları kaybetmemiş olursunuz.

Bir yazar şöyle der: “Bir toplulukta yanlış bir şey konuşuluyorsa ve siz doğruları biliyorsanız, hemen itiraz etmeyin. Doğrular içinizi yaksın ama düşman kazanmamak için konuşmamayı tercih edin.” Bu, aklın yoludur.

Bir hikaye: Bir gün bir camide hoca vaaz verirken, biri kalkıp “Bu hoca yalan söylüyor!” diye bağırmış. Cemaat hemen o kişiye saldırmış ve onu dövmüş. Bir başka gün, yine aynı camide, hoca vaaz verirken, bir başkası kalkıp “Bu hoca çok doğru söylüyor, hatta onun saçının teline bile değer biçilemez,” demiş. Cemaat bu defa hocanın saçını kesip kutsal saymış. İşte bu örnek, aklı ve dili doğru kullanmanın önemini gösteriyor.

Doğrular bazen içinizde kalsın. Kendinizi ispat etmek yerine, çevrenizi kaybetmeden, kavga etmeden, zamanı ve enerjinizi akıllıca kullanmayı öğrenin.

Unutmayın: Nefsin peşine koşmak değil, aklın rehberliğini seçmek sizi daha huzurlu ve başarılı bir insan yapar.

Hazırlayan:
Ayson Karabağ, Yazar-Gazeteci