Zirve A.Ş Kurucusu Ankara’n Gıda Toplanıcısı Karslı Nihat Turan İle Gazeteci Ayson Karabağ Röportajı
Nihat Turan Biyografisi
01.01.1955 yılında Ardahan’da doğdum. Doğu Anadolu’nun en çok kış ayı olan, suyu sert, havası ayaz olan doğanın içinde, toprak ile geçinen Kars’ın Ardahan ilçesinde doğdum. Bizim zamanımızda ilçeydi. Şimdi il oldu. Babam Memet Beyaz Turan , annem yardımsever Nemat Hanım’dır. Dört kardeşiz, Ardahan havası içinde dünyaya gelen örflerin ve âdetlerini öğrenen mücadeleci bir babanın gül kokan evlatlarıyız. Ardahan’da pek çok sanatçı, şair, profesör, iş insanı, doktor ve avukat politikacı yetişmiştir. Ardahan , ağaçlarıyla dolu yemyeşil ve dağın kenarında çevrilmiş bir ilçeden oluşan bir yer. Böyle bir ilçede doğmanın ayrı bir anlamı var. Evliyim, dört çocuğum ve on torunum var.
Ardahan’da büyüyen bütün çocukların hayallerini öğretmen olmak süslerdi. Doğunun özellikleri içimize yansımış, yerimizde duran değil mücadele eden kişileriz. Biz de Ankara’ya taşınan Ardahanlılardan biriyiz. Üniversiteye kadar Ardahan’da okudum .Üniversite okumak nasip olmadı. Askerliğimi Ankara’da yaptım. Ankara’yı Sevdim. Birbirimize yetiyor, kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorduk. Gel zaman git zaman askerlikten sonra Ardahan’a gittim, kardeşlerimi toplayıp Ankara’ya geldik. Baba mesleği olan gıda toplantıcısı olarak işe aşladık. Şimdi de devam ediyoruz.
Ankara Gölbaşı’nda Ak Parti kurucularından biri oldum. 18 yıl Ak Parti için siyasetin içinde bulundum, görevler yaptım .Cumhurbaşkanıma güvendim ve yolumdan çıkmadan siyasi çalışmalarıma devam ediyorum. İlçeme faydası olacaksa verilen görevleri seve seve yaparım. Babamın bize vasiyetidir “Önce kendinize çalışın, sonra aile için, sonra da devlet için.”
Bir Kars Ardahan Selamı gönderebilirsiniz. Hepinize Kars Ardahan kokulu güzel günler diliyorum.
Baba nedir, babanızı bize anlatır mısınız?
Babam; çalışkan, mücadeleci, geri vitesi olmayan, engelleri aşmasını bilen, sabırlı, azimli çalışan bir babaydı. Ağzından bir kötü kelime çıkmayan, aklında yanlış cümle barındırmayan biriydi. Ticareti seven ,iyi bir tüccar. Benim gözümde kahramanımdı. Babam yanımda nefes almakta zorlanırdık, otoriter bir adamdı. Yanlış olmazdı. İnsan kırmazdı. Beni daha iyi yönlendirirdi. Ne olursa olsun babalarınızı dinleyin, bilgileri çok değerlidir. Babanızın kıymetini bilin, o çıranın dibindeki ışığından faydalanın. Onun elindeki şifadan faydalanın, bilgisinden, tecrübesinden faydalanmasını bilin. Sevgi de saygı da vermesini bilin. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Benim babam gitti, dağım gitti, atam gitti, sırtım gitti, yolum gitti, elim gitti, canım gitti, çocukluk yanım gitti, öpülecek elim gitti, bayram gitti. Allah rahmet eylesin. Mekânları cennet olsun. Işıklar içinde uyusun. Tüm babaların ruhu şad olsun.
Anne nedir?
Anne cennet kapısıdır. Annem bizim balımızdır. Evimizin şifası, servetidir. Bizim vitaminimizdir. Annem benim öğretmenimdir. Çocuklarını kollayan, koruyan, sarmalayan bir annedir. Sevgi dolu biridir. Seslendiğimizde can, kurban olurum , canın sağ olsun diyen, misafire aç mısın diye soran değil ikram eden, misafir geldiği zaman sevinen, cömert bir anne. Benim hayatıma güç veren sihirli biri, tam Anadolu hanımefendisidir. Annemin duası annemin varlığı, benim enerji gücüm. Annem benim suyum, annem benim gıdam. Annem benim ilk öğretmenim, annem akıl hocam. Allah uzun ömürler versin. Allah başımızdan eksik etmesin. Anne duası almak, bayramda elini öpmek harika bir duygu. Bizleri bir arada toplayan bir güçtür. Annenizle zaman geçirin, annenizle konuşun, annenize zaman ayırmasını bilin.
Kardeş nedir?
Kardeş gönül aynasıdır. Kardeşle beraber yaşamayı, beraber sohbet etmeyi, kardeşçe paylaşmayı bilendir. Kardeş; konuştuğunda açığını kapatan, eksiklerini kapatandır. Kardeş, başarılarını görendir. Destekleyendir. Mutluluğunda yanında olandır, sıkıntısında eli üstünde olandır. Acısında, yokluğunda ekmeğini paylaşandır. Aynı ortamdan, aynı odada aynı yatakta büyüdüğüm, hayaller kurduğum, birlikte güle oynaya büyüdüğüm kardeşlerim benim vitaminim, benim derman ilaçlarımdır. Hayatta duruşumdur, sevincimdir. Benim gücümdür, yaslandığım dağımdır.
Kızın olan babanın Kız Evlatlar için Ne Dersiniz?
Evlatlar ayrılmaz evlat evlattır. ama Kızı olan babanın; demlediği çay tavşan kanı olur, ikramı şifa olur. Kızı olan babanın; canıyla canlandığı, varlığıyla gururlandığı, özlemiyle sunduğu, efkarlandığında yanında hissedendir. Kızı olan Kızları Olan babalar Bahtiyardır
Eve girdiğinde atam geldi diyen
Eve girdiğinde kucağa atlayan
Evin içinde huzur yayan,
O sevgisi, ilgisi küçükken veren, büyürken veren, o evlat
Büyüdüğünde gözü ile dili ile atasını kollayana
Elinle verdiğin suya
Elinle verdiğin yemeğe
Senin gibi evlada Kurban olurum
“Dünya bir yana, kızım bir yana” diyen babalardan biriyim şanslıyım Şükürler olsun Torunlarımla çalışıyorum,
Güven nedir?
Güven çekirge gibidir, kaçınca bir daha gelmez. Biz güven ve sevgiye önem veriyoruz. Hizmet sektöründe güven ve hizmet veren ekibimle birlikte bir aile olarak hizmet vermek, güvendiğimiz ve inandığımız ürünleri pazarlamak bizim görevimizimdir. İlkemiz doğruluktan ayrılmadan güven kaybetmeden çalışmaktır. Başarılı günleri birlikte yaşamayı, ileride güzel anılarım güzel hikayelerim olması için dikkatli çalışmayı prensip edinen biriyim.
Zirve Grup Aş Faaliyetleri nedir?
Ankara’da gıda konusunda 25.000 kapalı alanda 200 m2 soğuk deposunda 35 kişi çalışıyoruz. 10 uzman pazarlama ekibimiz ve 10 teslimatta görev alan arkadaşlarımla birlikte Ankara’nın en iyi dağıtım firmasında çalışıyoruz. Üretim yapan firmaları Ankara’da temsil ediyoruz. Doğuş Çay, Kırlangıç Yağ, Oba Makarna, Beypazarı Soda gibi 20 yerli üretim yapan firmaların Ankara’da gözü kulağıyız.
Biz Ankara’da firmaların ana bayisiyiz. Güvendiğimiz ve inandığımız ürünlerin dağıtımını ve pazarlamasını yapıyoruz. Marketlere, restoranlara, büfelere, okullara, hastanelere ve fabrikalara dağıtım yapıyoruz. Alınan sipariş merkeze gider ,ekip arkadaşlarım hazırlıklarını yaparak fatura kesilir. Paketlenir, çok hızlı bir şekilde adrese teslim edilir. Bugün alınan siparişler yarın sabah teslim edilir.
Pazarlamada nelerde dikkat edilmeli?
Biz 35 yıldır Ankara’dayız ve bir çevremiz var. Dostlarımız var. Bize inanan marketlerimiz var. Ahlaklı ve işini bilen sorumluluklarını bilen insanlarla çalışıyoruz.
Pazarlamada nelere dikkat ediyorsunuz?
Bizim uzman pazarlama ekibimiz var. Marketleri kontrol eder, raftaki yerine kadar inceler. Satılmayan ürünler hakkında analizlerini yapar. Doğru yerde doğru rafta olması sağlar. Ürünün hızlı satılmasını sağlar. Bu sayede marketçi de biz de mutlu oluruz. Üretim yapan firmanın hayallerine kavuşmasına destek vermenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Eskiden firmalar kendi ekibini kurup kendisi pazarlıyordu. Şimdi durum nedir?
Eleman bulma, doğru elemanlarla çalışmak çok önemli. Bizde bir söz var “Ekmeği ekmekçiye ver” diye. Tüketici sözünü bilen, işinde uzman, alt yapısı olan, ekibi olan kurumlara malını teslim etsin, güven duysun. Tüketiciyi de maliyetleri de düşünmek gerekir.
Bazı kurumlarda bağıran ve öfkeli yöneticiler görüyoruz. Siz nasıl bir yöneticisiniz?
Yönetici eline sopa alıp, bağırıp çağırmakla olmaz. Öfkenizi kontrol edin. Yerinde çıkışlar yapın. Dikkat çekin. Tatlı dil yılan deliğinden çıkartır. Bizim arkadaşlar sorumluluklarını bilen insanlardır. Bizde bir söz var “Yiğit kendisine laf söyletmez.” diye. Çalışanlarımız işini ve görevini bildiği için bana iş kalmıyor.
Yöneticilere önerileriniz nelerdir?
İnsanlar korku ile yönetilmez. Çalışanlarınızı dinleyin. Çalışanlarınızın yanında olun. Her şeyin başı sevgi ve güvendir. Siz çalışanlarınıza karşı güven veren olun, sevginizi gösterin. Karşılığını alırsınız.
Hedefe ulaşmak için ne söylemek istersiniz?
Bazen elimizdeki imkanlar yeterli olmayabilir. Bu çok doğaldır. Unutmayın ki, bundan çok daha önemli bir şey vardır, inanmak. Başarıya giden yolun ilk ve en önemli basamağıdır. Bu sebeple hedefiniz ne olursa olsun, önce başaracağınıza inanın, sonra elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın. İşinize kalbinizi ve ruhunuzu verin, dört elle sarılın. O zaman başarının elinizde olduğunu fark edeceksiniz.
Ankara size neler öğretti?
Ankara bizi kanatları altına aldı. Bağrına bastı, bizi besledi. Biz şükür ederek başladık. Çalıştık, risklere girdik, küçük yerlerde büyük denizlere girdik çıktık. Öğrendik ve bildiğimiz, inandığımız, sevdiğimiz işi yapmaya başladık. Bildiğin iş senin işindir. Denetlediğin iş senin işindir. Başında durduğun iş senin işindir.
Kitap sevdirip, okutmak için hayalleriniz var mı?
Dinimizde emir var. “Oku. ” Bizim dönemdeki şartlar çok farklıydı. Siyaset vardı. Memleket karışıktı. Üniversite okuyamadım ama hayatın içinden deneyimli tecrübeli abilerim, müşterilerim benim hocam oldu. Kitap okuyan kişinin ses tonu gelişir. Konuşma gücü artar. İkna kabiliyeti gelişir. O yüzden okuyun, elinize ne geçerse okuyun. Gazete alın, dergi alın ama günlük okumayı ihmal etmeyin. Ben şirketeler ziyarete giderken baklava değil Yönetici Sekreterin Kılavuz kitabını hediye götürüyorum. Okuyana, mesleğini severek yapana sertifika verdiriyorum. Bilinçli ve becerikli asistana, sekretere, muhasebe sekreterine ihtiyaç var. Sektöre sahip çıkmak zorundayız. Siz de kitap hediye edin, eli boş giden olmayın.
Çalışan gençlere ne söylemek istersiniz?
Okuyun. Spor yapın. Sağlıklı beslenin. Vücudunuzu tanıyın. Sizi yaratanı unutmayın.
Ardahanlılar nasıl insanlardır?
Bin yıllık bir kültürden gelen, kültürü sınırları içinde barındıran ve harmanlayan harikulade bir bölge Ardahan. Bizim kültürümüzün temelinde insana saygı ve sevgi vardır. Bizim insanlarımız misafiri bayram gibi karşılar, sevinir, yedirir, içirir. İnsan değerine önem veren ve dostluğu gösteren bir millettir. Haksızlığa baş kaldıran, hakkını yedirmeyen köklerden gelmiş bölgede, şair, aşık ozan , tarihi yazan politikacı, doktor, avukat, gazeteci gibi her meslekte çığır açan insanlarımızı görürsünüz. Osmanlı dönemlerinde etkisi olan bir coğrafya. İnsanlar, mücadeleci, doğayı seven ve misafirperverdir. Ruhlarında liderlik vardır. Vatanını seven, bayrağını seven inançlı kararlı olan kişilerdir.
Çalışanlara ve gençlere ne tavsiyede bulunursunuz?
Bizde bir söz var; yiğit kendisine laf söyletmez. Biz de işimizin hakkın vermek zorundayız. Doğru olan işi yapacağız. Çalışanlarıma, işime, görevime laf söyletmeyelim diye yolumuza dikkatli bir şekilde devam ediyoruz. Şükretmek çok önemli. Az bulduk az yedik ama buna da şükür dedik, şikayet etmedik.
1. Emanete ihanet etmeyin.
2. Halinizden şikâyet etmeyin.
3. Büyüğünüze emretmeyin.
4. Boş şeylerde ısrar etmeyin.
5. Cahillerle sohbet etmeyin.
6. Nefesinizi boşa tüketmeyin.
7. Çalışırken, işinize, görevinize ruhunuzu koyun.
8. İçten kalpten yapın.
9. Severek yapın.
10. İnanarak yapın, başarı gelecektir.
11. Sabırlı olun.
Yeni iş kuranlar için ne tavsiye edersiniz?
Bildiğiniz işi yapın, sevdiğiniz işi yapın. Her konuyu siz biliyorsanız, işe hakimseniz ekibinizin size saygısı varsa, işlerinizi daha güzel yaparsınız. Yoksa sıkıntı yaşarsınız. Ankara Gölbaş ilçemizde yaşamayı, başarılı ve huzurlu olmayı düşünen, kavga etmeden, mahkemelere düşmeden işlerini dikkatli yapsınlar. Kavga etmeden, kalp kırmadan çalışma yolunu seçsinler. 1- Avukat seçin, her işinizi avukata danışarak yapın. 2- Muhasebecinizi iyi seçin. 3- Pazarlama müdürünüzü seçin. 4- Basın danışmanınızı mutlaka yanınızda tutmasını bilin. 5- Asistan sekreterinizi olmalı hem telefon bakmalı hem de gelenleri karşılamalı . Hiçbir telefon, hiçbir notu kaçırmamak gerekir. İyi bir yönetici, her gün arayanları, notları gelen ve gidenleri takip edendir. Bir müşterimizi 10 gün görmeyince merak ediyorum, arıyorum. Duyarlı, müşterisini takip edenlerden olmak çok çok önemli. Bu kadro ile işlerinizi yapmayı öğrenin. Sırlarınızı kimse bilmesin. Hedefinize odaklanın, eğitiminizi kesinlikle ihmal etmeyin. Seminerlere katılmayı kaçırmayın. Ticarette başarılı yol; bilgili, becerikli, tatlı dilli olmaktan geçer. Çevreniz ne kadar geniş olursa yapacağınız işler o kadar büyük olur. Cesaretli olun, hayallerinizi gerçekleştirmek için çalışın. Her türlü insanlarla tanışın, bir gün lazım olacağını unutmayın. Kapı çalmasını öğrenin. Bugün Ankara’da 130 ülkenin insanı dolaşıyor. Bu yabancı kişiler ticaretimizi geliştiriyor. Dünyada Türkiye’nin sözüne sahip olduğu unutmayın.
Sevgi nedir?
Sevgi kötülüğü yok eder. İyilikleri yayar. Katı kalpleri yumuşatır. Sevgi iki yönlüdür. Sevgisini veren için mutluluk kaynağı, sevilen kalbinde şefkat duygusudur. İnsanı insan yapan varlık sebebidir. İçimizdeki ateşi ortaya çıkaran sevgidir. Hırs sevginin önüne geçmemelidir. Sevgi bittiği yerde cehennem başlar. İki aşk var. Biri İlahi aşk, ikincisi dünya aşkı. Özünde sevgi yoksa, yaşamın tadı, tuzu, lezzeti olmaz. İşinizi sevgiyle yapın, selamınızı da sevgi ile verin. Müşterinizi de sevgi ile karşılayın. Sevgi şerbetiniz daim olsun. Müşteriyi en iyi sevgi ile karşılayın, hoş geldiniz sefa getirdiniz demeniz gerekir ve işinizi, görevinizi, ruhunuzu koymalısınız; ruh yoksa başarı yoktur.
Siz rızık kapısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rızık kapısı için mücadele etmek, kapı çalmak, koşmak, yorulmak, ter çıkarmak, hak etme, emek vermek gerekiyor. O zaman o rızık kapıları açılır. Yoksa o kapıda kilitler vardır. O kilidin anahtarı bizim çalışmamız, gelip gitmemiz, uğraşmamızdır. Bu kapının anahtarı açılmasının başka yolu yoktur. İstemeden almak, vermek hak değildir. O yüzden çalışanlarımla birlikte işimize sevgimizi ve alın terimizi dökerek, sevgi besleyerek, bereketini alıyoruz. Böylelikle yaptığımız işe hayır ve bereket getiriyor. O aşkla gelip, gitmek gerekir. Yoksa aldığınız paranın değerini göremezsiniz. İnançlı olmak, yaptığınız işi temiz görmeniz gerekir. Rızık Allah’tandır, yaşayacak kadar verir. Cenab-ı Allah lüks kefil değildir. Rızık için kırmadan dökmeden, helalliği alarak şükür ederek, çalışmak gerektiğine inanıyorum. Her insan Allah’a kefildir. Ama işçi olalım, patron olalım. İnsanlığı bilen, şükreden, işini doğru yapan, helalini yapana Cenab-ı Allah kısmetini verir. İnanç içinde olmak gerekir. Patronun içi de temiz olacak, işçinin de içi temiz olacak. Merdivenleri basamak basamak çıkmasını bilin. Her gün çevremize broşürlerimizi dağıtırız, sosyal medyadan tanıtım yaparız. Eşinizi, dostlarınızı telefonla arayın. İletişime önem verin, yeni yeni insanı tanıyın. Fuarları gezin, dolaşın, seminerlere katılın okumayı ihmal etmeyin. Araştırmayı ihmal etmeyin. Çevrenizde % 70 karamsar tohumların serpenler olacak. % 30 da umut peşine olan insanlar olacak. Siz umudun içinde olmaya çalışın, umut içinde olun umuttan çıkmayın. Sizin de sınavda olduğunuzu unutmayın.
Çalışma azmi başarıyı getirir mi?
Kişi önce kendisine bir idol belirlemeli, mükemmelliği örnek almalı, ahlaki değerlere önem vermeli, açık sözlü ve dürüst olmalı, insanlara ilham veren çalışmalara imza atmalı, Hz. İsa’nın bir sözü var: ” Siz kapı çalmazsanız kapı açılmaz.” 130 ülkenin insanları var. Yatırımcı var, iş adamları var. Bu insanların içinde olmaya çalışın, bakış açınız gelişecektir. Düşünceniz büyüyecektir. Bilginizi güçlendirin, geliştirin elinizde projeniz olsun , işe kendinizi hazırlayın. hayallerin güçlendirin. Akıl hocaların olsun. Ayda bir ders almayı unutmayın.
Başarının altın kuralı nedir?
Her şeyden önce kendinizi sevin, kendinize inanın, hedef belirleyin ve başaracağınıza inanın. İnandığınız yolda çalışmaktan usanmayın. İş hayatınızla özel hayatınızın dengesini iyi kurmaya çalışın. Doğrudan ayrılmayın her gün öğrenmeye açık olun. Çevrenizi, müşterinizi dinleyin. Dinleyen toplayandır, konuşan tüketendir. Ben dinleyenlerdenim, bilgi topladıkça paradan çok daha değerli bir kazanç olacaktır.
Gönül dili önemli mi?
İnsan ne yediyse dilinde o dökülür. Sevgi varsa sevgi dökülür, kötülük varsa kötülük dökülür. Onun için insanın hamuru çok önemli. Ağızdan çıkan kelimeler nereden geldiği önemlidir, kelimeler keskin, kırıcı olabilir. O kelimelerin ifade ettiği anlama göre değişir. Kelimeler gönül telinden geliyorsa tesiri de algılaması da farklı olur. Gönülden çıkan gönüle ulaşır.
İletişim nedir?
Her işin can damarıdır. İlişkinin başarısı karşındaki kişinin benzerliği nedeniyle uyum sağlamasıdır. Konuşma tarzı, ses tonu, mimikler, fiziksel görünüm iletişime katkısı vardır. Biz telefona çıkınca iyi dinleriz, nota önem veririz. Siparişleri sıkı takip ederiz. Bu da bizi işimizde ve görevimizde başarıya taşıyor.
Şükür nedir?
Rızkına kefil benim diyen inançlı yoldan geliyoruz. Sağlığımız için oturup şükür edelim. Elimiz, ayağımız, gözümüz var şükür edelim. Sağlıklıyız şükür edelim. Metro şehirde yaşıyoruz şükür edelim. Ama sıkıntılar olacak. Onun için de çalışmak gerekir. Aklımızı ve hislerimizi kullanmak gerekir. Becerimizi doğru yerde kullanırsak kıymetli olur. O da sizi başarıya taşır. Olmaz demeyin olur ve kısmetinizin ayaklarınızın ucunda olduğunu unutmayın. Ayağımızın ucunu göremeyebiliriz bazen. İslam âlimleri şükrü şöyle tarif etmişlerdir: “Şükür, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip dil ile de hamt etmektir. Allah Teâlâ’nın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır. Şükür, Allah Teâlâ’nın verdiği nimetleri yerinde sarf etmek, günahlardan kaçınmaktır. İnsan, Rabbin verdiği nimetlerle günah işlerse, nankörlük etmiş olur. Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Nimeti vereni bilip gereğiyle amel etmektir.”
İnsan beslenmesi için ne yapmalı?
Bizi yaratanın ilk emri “Oku”. Akıl vermiş, his vermiş, hayali geliştirmek için okumak gerekir. Kitap okumak barut gibidir. Bir kere tutuşunca hiç sönmez. Hz. Ali’nin dediği gibi:” Zenginliğin en iyisi akıl zenginliğidir. ” Kitap, gazete dergi okuyun. İnternetten okuyun ama dokunarak okursanız size daha iyi gelir. Bazı kitapların sadece tadına bakarsanız, bazılarını yutarsanız, bazılarını ise çiğneyip sindirirseniz iyi olur. Kitap seni öfkelendirmeyen, üzmeyen ve sana öğüt veren en yakın arkadaştır. İnsanın görmesi mümkün olmayan şeyleri kitap öğretir. Çünkü onlar kilometrelerce uzaktadır. Senin bir gecede okuduğun kitabı ben senelerce yazabilmek için saçımı ağarttım diyenleri bilin. Dalgın kafayla bir şeyler öğrenmeye çalışmak, rüzgarlı havada ateş yakmaya benzer. Onun için 10 dakika okuyun. Bilgi toplamak için okuyun. Hayallerinizi geliştirmek için okuyun. Vizyonunuzu geliştirmek için okuyun. Ailenizi düşünüyorsanız, okuyun. Yaradanın emrettiği gibi okuyun.
İş beğenmeyen işsizlere mesajınız ne olabilir?
Çalışan insanı kim sevmez, çalışanı her insan takdir eder. Çalışan insanı anne baba da çok sever. Her iki tarafta iyi niyetli olmayan, sürekli bahane üreten, çalışmayı benimsemeyen insanlar var. Eskiden işe göre adam seçiliyordu. Ustanın yanında iş öğreniliyordu. Ustayı geçen çırakları takdir edilen bir dönemden geliyoruz. Daha ilk kez iş arayanlara, kısmetinize ne gelirse girin ve çalışın. İşinize giderken işe gidiyorum demeyin. İşime gidiyorum deyin. İnşallah bugün verilen işin hakkını veririm diyenlerden olun. Belki yaratan sizi farklı farklı yollardan, çalıştıra çalıştıra, yetiştire yetiştire, belki hayallerinizin işine götürür. Kaderinizde varsa ve yazılmış ise buna inanıyorsanız, karşınıza ne çıkarsa değerlendirin, sabırlı olun. Her ortamdan tat almasını bilin. Çevreye bakmayın, pahalılığa bakmayın. Bu kadar maaş alırsam, bu şekilde yaşarım diyerek olmuyor. Onun için elinize gelen para ile yaşamasını öğrenin. Bizde bir söz vardır: Ayağını yorganına göre uzat. İşinize zamanında gitmesini bilin.
Umut nedir?
Umut olunca hayalin gelişiyor, umudun peşinde koşuyorsun. Hayalinizdeki ışığın peşinde umudunuz olsun ışığa ulaşmaya umudunuz olsun. Çok okuma umudunuz olsun. Ses tonunuzun etkili olmasına umudunuz olsun. Spiker gibi konuşarak, insanların kalbini kazanma umudunuz olsun. Her konuda bilgi sahibi umudunuz olsun. Bir alanda gelişme umudunuz olsun. Aranacak biri olma umudunuz olsun. Biz Ankara’ya gelirken umutla geldik. Sizin de umudunuz olsun.
Yöneticilere tavsiyeniz nedir?
Vicdanınızı cüzdana sığdırmayın. Hedefinize ulaşmak için yanınızdaki insanların fikirlerini alın. Her gün öğrenilecek yeni şeyler varmış gibi davranın. Yeni bilgiler öğrenmeye kendinizi amaç olarak seçin. Kapınızı herkese açık tutun. Her zaman kilonuza dikkat edin. Kitap okuyun, seminerlere katılın, fuarları gezin, ihmal etmeyin. Yetenekli kişileri bünyenizde toplamasını bilin. Kalemini kullanan gazetecileri yanınızda tutmasını öğrenin. İyi, ehil kişileri kahvaltıda ağırlayın. Riskleri almaktan kaçının. Yüksek hedefler belirleyin.
Şirket yöneticilerine tavsiyeniz var mı?
Bizde bir söz var: “Giysilerinizle ağırlanırsınız, bilginizle uğurlanırsınız”. Giyiminize önem verin, elinizde ajandanız olsun. Kartvizitiniz olsun. Şirket temsil ettiğinizi unutmayın. ilk tanıştığınız kişiler sizin vücut dilinize göre not verecektir. İnsan olduğunuzu unutmayın. Kendinizi ihmal etmeyin ve kendinizi boş vermeyin. Sorumluklarınızı unutmayın. Temsil ettiğiniz şirketi unutmayın.
Yerli ürünlerin imalatını yapanlara kapınız açık mı?
İşini iyi yapan vatandaş için iyi ürün yapan firmalara Ankara’da her zaman destek veririm. Emek veren, kaliteli işler yapan tüm yerli firmalara destek vermekten gurur duyarım. Ankara’da ürün pazarlamak isteyen olursa ürünleriyle birlikte gelsinler uzman ekibimizle görüşsünler. Olumlu olursa neden olmasın.
ZİRVE ANONİM ŞİRKETİ
KONYA YOLU 24 KM NO 161, Golbası, Turkey
Bahçelievler 60 cad.06830 Gölbaşı- Ankara(0312) 397 79 30
Bir Yorum Bırak