Gazeteci Ayson Karabağ Ata Park’ta dolaştı. İçler acısı bir durumla karşılaştı. Ağaçlar kırılmış, belediye görevlisi var ama onların da gözleri, kulakları kapalı. İstekleri yok, arzusu yok, çok büyük çok geniş ağaçlar her tarafa serpilmiş. Oksijen deryası bir yer ama çevre o kadar düzensiz ki… Park içinde çim yok, ağaçların budama zamanı gelmiş, park bağırıyor, imdat diyor.

Parka astığınız tabela dahi okunmuyor. O tabelayı okuyan, belediyenin parkı diyor ama bağımsızlığı maalesef görüyor. Belediye’nin hizmet vermediğini görüyor vatandaş. Kiraya verdiğiniz kişiler dahil, orada çay-pide satarak ayakta durmaya çalışıyorlar. Mal sahibi, malına bakmasını bilecek. Kiracıya o park için de hizmetin kalitesini artıracak. Serpme kahvaltı konuşacak ki, insanlar başka yerlerden kahvaltiya gelsin. Katmer için gelsin, çorba için gelsin, kuru fasulye için gelsin. hizmet önemli. Çayı ucuz  versin, suyu ucuz versin, ama park içine de bakması gerekir. Çocuklarımızın, kadınlarımızın, emeklilerimizin yer alması lazım. Orayı kiralayan kişiler çevresinde oturanlara göz dikmesin, müşterisini yabancı misafirlere diksin, öğrencilere diksin, turizme diksin, ev hanımlarına diksin, öğretmenlere diksin, şirketlere diksin, fuara gelen yöneticileri göz diksin. Komşusuna, suyu ucuz versin. Bu iş pazarlama, bu iş satış, bu iş hizmeti artırabilir. Çay lezzetli olursa, pazarlayacak, tanıtacak belediye olmalı. Kiracılarınız da o TL harcamak istemiyorlar. Bakımsız park size bakıyor, vatandaş hizmet vermeyen belediyeyi görüyor. Kan kaybı oluyor Sayın Başkanım!

Ayson Karabağ

Yazar-Gazeteci