Bakırköy Belediyesi Greve Giden İşçiden Görev Değiştirerek İntikam Alıyor?

Bakırköylü yöneticiler, çalışanların görev yerlerini değiştirdikleri zaman, biz hapishanede yaşadık, sinsice önemli insanları, inşaatta çalışarak, eğlendiklerini zannederler. Kul hakkına girdiğinizi biliyor musunuz? Bu çalışan kişilerin; ailesi, çocukları eşi, annesi, babası, arkadaşlarının yanında gururlarını kırdığınızı biliyor musunuz?

Bu masada çalışan kişileri kendi bencilliğiniz içinde Çerkezköy’e gönderdiniz. Bazıları Kartaltepe parkında vakit geçiriyorlar. Bunları bu şekilde nefretini alacağınıza bu insanları kazanmak neden istemediniz? Yoksa sinsi tavırlarınız, egolarınız yüzünden, başkandan aferin almak için bu insanları perişan ediyorsunuz

Sevgili Çalışan Kişiler; Görevi  Değiştirilen yiğitler

Sakın kırılmayın. Sizlere ne görev veriyorlarsa gidin aslanlar gibi yapın. Ne mutlu size. O çalıştığınız işte alın teri olacak, o emek bir gün size şahit olacak. Onun için sakın unutmayın, sakın kırılmayın, küsmeyin. Aslanlar gibi çalışın. İşinizi, görevinizi severek yapın, aldığınız para için, alınteri dökün. Sizi sürdüren, sizin görevinizi değiştiren bugün mutlu olabilir, bugün aferin alabilir, bırakın keyfini çıkarsınlar, bırakın mutlu görünsünler. Onları kötü günler bekliyor. Musa Peygamber diyor ki; Bugün eli yağda balda olanlar ileride sizi kötü günler bekliyor. Bugün sıkıntı içinde çalışanlar, ileride iyi günleriniz sizleri bekliyor. Onun için dışarıda utanarak çalışanlar utanmayın. Gururla çalışın, sizi ileride güzel günler bekliyor.

Bir derviş hikayesini sizlere faydalı olur düşüncesiyle anlatmak isterim.

Dervişe bir öğrenci gelmiş. Hocam sizin yanınızda eğitim almak, ders almak istiyorum demiş. Derviş de şartım var demiş. Buyrun şartınız nedir demiş hoca. Her sabah cami çevresini süpereceksiniz demiş. Olur hocam demiş öğrenci. Sabah süpürgeyi alan öğrenci tam süpürürken, çevrede tanıdıklar görünce gizlenmiş. O gün süpürememiş, bunu izleyen derviş takip etmiş. Yarın süpürgeyi almış, tam süpürecek amcası geçerken görmesin diye yine gizlenmiş. Duvarın kenarında oturmuş, düşünmüş. Benim hedefim dervişin yanında eğitim almak, aklımı kullanacağım, nefisimin peşinden mi gideceğim demiş. Süpürgeyi atmış, sakalıyla yerleri süpürmeye başlamış. Derviş hemen gelmiş. Eliyle yerden kaldırmış. Sen bu görevi yaptın, tamamladın demiş. İşte mesele bu. Görevden asla kaçmayın, ayıp değildir.

Gizlenmeye gerek yok.

Utanmaya gerek yok.

Nefsin adamı olmayın.

Görevin adamı olun.

Çalışan, alın teri döken her insan sever, ayıp değildir.

Yüz kızartmadığınız müddetçe utanacak hiçbir şey yok. Siz utanana kadar, sizi bu işe gönderen utansın. Sizi kişisel egoların tatmini için gönderenler utansın. 15 yıl içeride çalışan, masada çalışan kişiye park ve bahçelerde çalıştırmak akıllı insanların işi değildir. Belediye başkanı çalışan işçileri tanımalı. Yönetemedi, işsizi ile barışık içinde çalıştıramadı. Hep işçisi ile kavga etti. İşin hakkını veremedi ve işçiler iki kez greve gitti. Sonra geri adım atan yine kendisi olmuştur.

Ayson Karabağ

Yazar-Gazeteci