Bir toplum alanında, düğünde veya cenaze evinde karşılaşırsın ben sana küstüm der. Bu şekilde dilden dile konuşulur. Akrabaları, lafları taşımaya başlar. Eğer işine yaramıyorsa, o kelimeyi biraz kaşır, o yarayı iyice açar. İçine arzu ettikleri lafları koyar. Bu şekilde yayılmaya başlar. Derken bu küsme olayları yayılır, konuşulur, kırgınlıklar artar, küsmeler çoğalır, soğukluk girer, yavaş yavaş soğukluk yayılır. İyice gönülden, akıldan silinmeye başlarlar. Bu genellikle amca oğullarında var, bu genellikle kardeşlerde var. Bu genellikle dayı torunlarında var. Bu şekilde yayılarak küsmeler iyice açılıyor aralar. Çocuklar büyüyor, torunlar oluyor,  tabi gittikçe yaralar açılmış oluyor. Birbirlerine bu şekilde soğukluk girerek, hiç yoktan küserek, o güzelim günleri kaçırmış oluyorlar.

Tavsiye

Hiç yoktan küsmek neden? Zorluklar içinde yetişmiş birer fert olarak geldiniz gurbet ellerden. Yoksulluğun mücadelesini verdiniz, çalıştınız, çocuklarınızı büyüttünüz, evlendirdiniz, torun sahibi oldunuz. Ne güzel tek eksiğiniz, aynı kardeşle aynı amca oğlu ile aynı dayı çocuklarıyla birlikte acımızı da tatlımızı da yaşamayı da kaybettik. Büyüklüğümüzü yapamadık. Kendimizi sevdiremedik, amca tadının lezzetini alamadık. Birlik içinde olmadık, bir sofrada toplanamadık. Metro şehirlerde değerlerimizi kaybederek, çocuklarımızı tanımayarak zaman geldi geçti. O güzelim günler gitti. Bir kapta yediğimiz yemekleri unuttuk. Bir yatakta 4 kişi yattığımız günleri unuttuk. Ev sahibi oldunuz, para kazandınız, ama dostlarınızı kaybettiniz, yeğenlerinizi kaybettiniz. Bu acı bir olay. Değdi mi küsmeye?

Her kişi kendisini gözden geçirsin. Zaman varken ilk adımı siz atın, ilk kapıyı siz çalın, zaman varken helalleşin, gururu bırakın. Fırsatı kaçırmayın, gidip gelmekten sıkılmayın. Sizin acil ilacınız; o kişilerle konuşmak, geçmişi unutmak, elinizde kalan fırsatı değerlendirmek olmalı, küsmeye değmez.

Ayson Karabağ

Yazar-Gazeteci