Siyaset Tanıtım Afişleri Hakkında
Bakırköy Meydan’da Marmaray önünde bu şekilde siyasetçilerin reklam afişlerini vatandaşlara sorduk. İlgi çekmediğini, okunmadığını, sadece bakarak geçtiklerini söylüyorlar ve kirlilik diyorlar. Bu konuda para harcayarak çöpe atıldığını fark etmiyorlar, Meydana gelerek broşürler dağıtarak da oy kazanmak demek değil. Bu çalışmada yüreklere, kalplere dokunmuyor. Kahve ikram eden siyasetçiler, kahvenin 40 yıl hatırası var demişler. Ama kahve ikram eden kişiler, insanların gönlünde iz bırakmalı, ama o da olmuyor. Çünkü içinde ruh yok, yardım eden, destek veren, gönüllü arkadaşların karamsar cümleleri var. Bu ülkede yaşanmaz gibi cümleler, şimdi bahar gelecek diyen kişi de bu bilgiyi satamıyor, sadece söylüyor. O zaman bu kadar siyasetçi bir araya gelip AK Parti’yi devirmeye çalışırken, kendileri devrilecek. Çünkü kazandık, artık bitti, bunlar hırsız, bunlar ülkeyi batırdı, bu ülkede yaşanmaz kelimeleri etki yapmıyor. Sadece konuşuluyor, adaylar olsun, milletvekilleri olsun, belediye başkanları olsun, güven vermiyor. Güven vermeyen adayların etrafında kim olacak. Bu konuda liderler neye göre adamlarını seçiyorlar, kişinin parasına mı, bilgisine mi, örgütleyen kişilerin kültürüne mi?
Konuşmasıyla,
Gülümsemesiyle,
Tokalaşmasıyla
Güven uyandıracak, etkileyici olmalı.
Bir gazeteci olarak 60 yaşındayım. Beni kazanan kişi benim haber yapmamı, kalemimi kullanmamı sağlamalı. Benim bir çevrem var. Adayı en az 50.000 kişiye taşıyacağım, anlatacağım, okutacağım, dinleteceğim. Ama bu kişiler çok yoğunum, çok doluyum diyerek bizden uzaklaşıyor. Bu kişi size 30 dakika zaman ayırmıyorsa, siz neden onun için kalem kullanacaksınız.
Sevgili Adaylar; Her ilde, ilçede, basın ofislerine gitseydiniz, onların kalplerini kazansaydınız, sizin etrafınızda haber yaparak sizi anlatarak yer verirdik. Sizin her etkinliğinize gelerek destek verirdik, ama siz o insanlara gitmediniz, bende üye olayım, sizin desteğinizi istiyorum demediniz. Her gazeteci sizi 500 kişiye okutsa, bu da başarıdır. Sosyal medyaya, google’a düşmek, çevreye yayılmanız yeterli olacaktır. Ama sizin aklınıza bunlar gelmedi. Onun için bizde bir söz var. Ekmeği ekmekçiye ver, bir de fazla ver ziyan etmesin…
Ayson Karabağ
Yazar-Gazeteci
