Koltuk, insanların üzerine oturup rahatlaması ve yorgunluğunu dindirmesi, ayaklarını rahatlatması ve kollarını kolluklara koyarak sakinleşmesi için tasarlanmış bir eşyadır. Sandalyeden farklı bir yapıdadır.

Bu koltukta oturan şirket sahipleri,  genel müdürler, patronlar, yöneticiler, kaymakamlar,  valiler, okul müdürleri, muhtarlarım, milli eğitim müdürlerim, belediye başkanlarım, başkan yardımcılarım, siyasi il başkanlarım, bu koltukta oturduğunuzda dinlenmeye dalmayın, keyfini çıkarmayın, hava atmayın, kasılmayın, böbürlenmeyin. Nereden geldiğinizi unutmayın. Bu koltukta oturduğunuzda içini doldurun.

Bakışınız geniş açılı olmalı, hizmetinizi artırın.

İyi dinleyici olun.

İyi not almasını bilin.

İşlerinizi sıkı takip edin.

Denetlemesini bilin.

Sözlerinizde durun.

İletişime önem verin.

Kapınıza kim gelirse ayakta karşılayın.

İkramda cömert olun.

Kapıya kadar uğurlamasını bilin.

Her kişinin adı çok kıymetli, adlara önem verin.

Çok okuyun.

Çok araştırın.

Tecrübeli abileri iyi dinleyin.

Bu koltuğun içini dolu dolu hizmetlerinizle, kalpleri kazanan olun.

O koltukta oturmak için girmeyin. O koltuğun hakkını vermeyi, kalpleri kazanarak gönüllere nakış ederseniz daha iyi olacaktır.

Oturmak için o mevkiye gelmediniz. Çalışmaya geldiğinizi aklınızdan çıkarmayın.

Onun için bu savaşta kazanmak, model olmak, iz bırakmak için çok çok çalışmak gerekir.

Sosyal medyayı sıkı takip etmek gerekir.

Maillere cevap vermek gerekir.

Sizi arayanlara dönmeyi prensip edinin.

Vatandaş ile çalışanlarınızla iç içe olmasını bilin.

Ekibinizle vatandaş kazanmak için, gönüllerde kalmak için düşünün. İz bırakmak için o koltukta otururken, görüntüsü olsun ama alevin üstünde oturduğunuzu unutmayın. Kendi ellerinizle kendiniz gönüller yakmayın. Model olun ki, o koltuğun hakkını verebilesiniz.

İlçemizde kaymakamlara ulaşamayan, belediye başkanlarına ulaşamayan, milli eğitim müdürlerine ulaşamayan çok insanlarımız var. Kapılarınızı açın, iletişime önem verin Sizi kapınızda bekleyenlere talimat verin. Kim ararsa bana bağlayın, notunuzu alın, bana verin demesini bilin. Bölgemizde gazeteleri toplayın. Her gün, her hafta ilçemizdeki gazeteleri okumak istiyorum demesini bilin. İnternetten bakın, sosyal medyayı inceleyin, google’a bakın. Youtube’u izleyin. Lütfen kapınıza gelenleri dinleyin. Vaktiniz varsa, görüşünüz yoksa, asistanınız buyurun desin. Ben asistan sekreteriyim, kendisi yok, bilgilerinizi alayım, kendisine aktaracağım diyerek, ben kiminle görüşüyorum, size nasıl ulaşabilirim, konu nedir, notları alarak, tarihi atarak geldiği saati yazarak ve dinleyerek not alarak müdürünüze aktarın. Bu şekilde yardımcı olun. Her konuda her kapıdan kim girerse iletişimin geçmişi olursunuz. Hem yetkililer beslenecek hem de işleri çözecek hemde ilk ağızdan öğreneceksiniz.

O koltuğu dolduranların en büyük tehlikesi kim biliyor musunuz? Yardımcı olan kişilerdir… Bu kişiler notlarını alarak, sizlere en büyük yardımı yapmalıdırlar. İşte bu kişiler; yöneticinin eli, gözü ve kulağı olacaktır. Kapıları kapatanları, görüşmeye engel olan eski kafalıları işten çıkarın. Bu insanlar size hiç bir zaman fayda getirmez. Bir örnek gösterirsek; Bakırköy belediye başkan sekreterini arayan, not alan sekreter hiç dönmüş mü? İşte size 20 yıl aynı yerde çalışan engelli, halk ile kapıları kapatan, not alan ama hiç bir zaman dönmeyen tıp sekreterleri… Bu kişiler ben bu işi biliyorum diyebilirler, aslında hiç bir şey bilmiyorlar. Bu duruma düşmeyin. Koltuğunuzun hakkını verin, yardımcılarınız size çalışsın, sizin talimatınıza uyum sağlasınlar.