Arkadaşlar Ayson Karabağ’ı Tanıyacaksınız

Bana Reklamcı ve Gazeteci Dediler

1963 yılında Doğu Anadolu’nun en çok kış ayı olan, suyu sert, havası ayaz olan doğanın içinde, toprak ile geçinen Kars’ın Arpaçay Akyaka Ergine köyünde doğdum. Babam Azerbaycan Güllübulak’tan gelen göçmen çocuğu Bahaddin Karabağ. Annem Kars Cumhuriyet Köyü Sadi Ailesi kızı Huri Sadi ile evlenmiş. Biz altı erkek kardeşiz. Köyde büyümek her anlamda keyifliydi. Köyde büyüyen çocukların hayalleri arasında bulunan çiftçilik ve hayvancılıktı. Kardeşlerim arasında ikinci sıradaydım. Abim yatılı okuyarak öğretmen olmanın hayalini kurardı. Benim içinde bir bakkal dükkanı açarız diyerek ikimizi İstanbul’da bırakıp küçük kardeşlerim Fransa’ya göç ettiler. Çocukluk yıllarımda birlikte uyuduğum kardeşlerimizden uzaklaştık. Aramıza gurbet girdi.

İstanbul’da hayallerimle büyüyen, gözlem yapan, izleyerek hala yanında, teyze yanında bir-iki yıl idare ederek yaşamıma devam ettim. Bir şeyler öğrenmeye başlamıştım. Lokantada çalıştım, garsonluk yaptım, dondurmacılık yaptım, bilgimi artırarak cıvata fabrikasında çalıştım. Gazete bayisinde gazete satarak, sigara satarak, telefon jetonu satarak, seyyar satıcılık yaparak, kartpostal satarak, çok tecrübe edinerek, para kazanarak, bilgimi artırarak, hayalimi büyüterek, gençlik yıllarımı bu şekilde geçirdim. Bizde bir atasözü vardır. Su akar yolunu bulur. Bu söze inanarak kendimizi yola bıraktık. Aile fertleri ile konuşunca karamsarlık içinde ilerledim. Gazetecilik konusunda Türkiye’nin önde gelen kişileriyle Hürriyet Gazetesi’ne girdim. Günaydın Gazetesinden Erdoğan Arıpınar’dan Dünya Gazetesinden Nezih Demir’den bilgilerimi alarak kendi geleceğimi şekillendirdim. Türkiye’de ilk televizyon kuruluşlarında çalışma fırsatı buldum. ATV, Show TV, Kanal D, Kanal 6 gibi kurumlarda büyük işlere imza atmak nasip oldu. Şimdi Sekreter Dergisi ve Bakırköydenhaber gazeteleriyle medya dünyasında ilerlemekteyim. Akba Yayınları ile de önemli eserlere imza atıyorum. Youtube’da Asistan Sekreter Okulu adı altında videolar çekip yayınlayarak, iletişim dersleri veriyorum. Türkiye’de sekreterliğe önem veren bilgilerle çalışmaya devam ediyorum.

Tek derdim  insanlara okumayı sevdirmek, okuması için, bilgi dinlemesi için gençlere uyarmak ayna olmak ilçede verimli gazeteci olmak, umut aşılamak için yolda devam etmek için çalışıyorum. Bu toplumun gelişmesi, okuması, düşünmesi, empati yapması için, çalışmak uyarmak çok çok önemli…

Şimdi mesleğinin ustası olduğum için, saygınlığını korumak için, sevildiğim için işimi düzgün doğru yapmaya çalışıyorum. Rabbim bana çıraklık, ustalığı yaşattığı için ortaya eserler çıkarmama vesile olduğu için binlerce şükürler olsun

Bilginin ne kadar faydalı olduğunu gören biri olarak, dinimizin ilk emri olan oku düsturuyla, kitaplara, gazetelere dokunarak insanlara hizmet vermeyi arzu ediyorum. Bilgi bir barut gibidir. Yanıp tutuşunca sönmez. İnsanların kitap okuma ateşiyle tutuşmasını çok isterim. Sizi siz yapan yine siz olacaksınız. Okuyun ve okutun…