Kocamustafapaşa İlkokulu’ndan çıkmış, Sultanahmet’teki evine doğru başı önünde yürüyordu, 4. sınıf öğrencisi kız çocuğu…
Babası çıkar karşısına: “Hayrola kızım!?”
Öğretmenin yazdırdığı okul ihtiyaçları listesini uzatın babasına; kitaplar, defterler…
“Tamam” der, Hayri Bey kızına: “Sen eve git, akşam ben getiririm bunları”
Gizlice arkasına takılır babasının… Cebinde parası olmadığını bildiği için ihtiyaçları nasıl alacağını merak etmektedir.
Hayri Bey, Kocamustafapaşa’daki İstanbul sinemasının önünde ceketini çıkarır ve yoldan gelip geçenlere satmaya çalışır.
Hayri Bey, o akşam eve yüzü gülümseyerek gelir. Sırtında ceketi yoktur ama kızının defterleri ve kitapları ellerindedir!.
O kız çocuğunun adı yıllar sonra, babasının kendisini okutmaki çin önünde ceketini sattığı sinemanın afişlerinde “Fatma Girik” olarak yazacaktır…