• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Gözünü Kara Toprak Doyursun…

Gözünü Kara Toprak Doyursun…

Gözünü Kara Toprak Doyursun…

Böyle bir sözün Türkçe’nden başka dillerde de söylenip söylenmediğini bilmiyorum. Ama sıkça kullandığımız bir söz. O nedenle yazmayı düşündüm.

İnsan düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonuçta değiştirebilen canlı kişi. Sanki sonsuz bilinmeyenli bir denklem gibi… İbni Sina’ya göre insan beden ve ruhun birleşmesiyle meydana gelmiş varlıkların en üstünü. Tanrı’nın yarattığı en yüce ve şerefli varlık, küçük bir alem. Felsefecilere göre ise düşünen bir varlık olup evreni ve yaşamın anlamını değerlendirme gücüne sahip tek varlık. böyle olmasına rağmen bazı insanlar çok menfaatçi, aç göz.ü O nedenle bu gibi kişilere zaman zaman “gözünü kara toprak doyursun” denir. Aslında insanın kanaatkar olması gerekir. Aksi halde kişi de “Hep bana rab bana” düşüncesi gelişir ki, bu da kişiyi egoist ve bencil yapar. Bu gibi insanlarda şükretme duygusu bile yoktur. Konu ile ilgili bir fıkra aklıma geldi. Sanırım sizlerindi hoşuna gidecektir. “Vaktiyle fakir biri oltayla balık tutmaya çabalarken, padişah ta oradan geçiyormuş. Bu garibe “Oltana ilk takılan ne olursa, sana onun ağırlığınca altın vereceğim der. Oltaya bir kemik takılır. Ortası da deliktir. Hükümdar, “Ne yapalım, şansın bu kadarmış” Beraber saraya gelirler. Sultan adamlarına “Bu balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığı kadar altın verin emrini verir. Sultanın adamları kemiği terazinin bir kefesine diğer kefesine de altınları koyarlar. Bir, beş, on derken hayret kemiğin bulunduğu kafe bir türlü oynamaz. Altın koymaya devam ederler. Kefe taşar, ama yine kemik tarafı bir türlü oynamaz. bunda bir sır var deyip alim birine sorarlar. Alim kemiği inceler siz bu şekilde bunu tartamazsınız, çünkü bu kemik “Aç gözlü bir insanın göz çukuru.” Bütün hazineyi koysanız bile nafile. Neden denilince de bunu ancak bir avuç toprak doyurur der. Hemen koşarlar bir avuç toprak getirip kemiğin ortasındaki çukura doldurup ondan sonar tartarlar. Kefe anında yukarı kalkar, tartılan altınlar balıkçıya verilir.” Boşuna dememişler kısmetten fazlası olmaz.

Kadir  Dikme

Dededen Toruna Kitabi Kitapçılarda

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM