• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Güle Güle Bahri Sadi Dayım Güle Güle

Güle Güle Bahri Sadi Dayım Güle Güle

Güle Güle Bahri Sadi Dayım Güle Güle
Kars’ın en zarif, eğlenceli, güldüren, iyi niyetli adamlarından biri gitti. Bahri Sadi…
Seni Oğlun Şener, Almanya’dan Kars’a götürüyor.
Ayvaz Dedem seni Cumhuriyet Köyü’nde bekliyor.
Seni doğduğun topraklara, seni suyunu içtiğin topraklara Şener götürüyor.
Güle güle dayım.
Artık düğünlere, cenazelere Almanya’dan gelecek dayım kalmadı. Onun için güle güle demek için yazıyorum.
Güle güle Bahri Sadi Dayım.
Sizin lakabınızı bana hep taktılar Dayın Bahri gibi…
Benim dayılarım içinde en sevdiğim dayılarımdan biri oldun
hep…
Çünkü siz de biliyorsunuz ki sizin gibi insanlardan bu dünyada pek yok.
Hele bu Sadi ailesinin içinde Allah muhafaza, zekanız, duyarlılığınız, mütevazılığınız, saflığınız, girişkenliğiniz, kocaman elleriniz, güzel gülüşünüz, aniden çıkış konuşmalarınız, o inanılmaz cümleleriniz, minicik, kısacık, küçücük kısa tatillerinde en büyük maceraları anlattınız.
Almanya’da ezilenlere, itilip kakılanlara, fakirlere fukaralara, ihtiyacı olanlara el uzattınız.
Akrabalarınıza, yeğenlerinize, eniştelerinize para yardımı etmenize rağmen yaranamadınız.
Bir erkek gibi değil de bir amca gibi korudunuz, esirgemediniz.
Yaşlılara, çocuklara, hayvanlara bakış açınız sebebiyle size hep hayran kaldım.
Benim için siz Duyguların Efendisi oldunuz.
İnsani her türlü zaafı, ayrıntıyı yakalamakta, ifade etmekte, kıskanç olmayan usta dayımdınız.
Ama itiraf ediyorum ki, insana dair konuştuklarınız, akrabaya düşkünlüğünüzü tercih ettim dayı.
Çünkü sizin gibi insan kalmadı artık.
Benimle  konuşmalarınızın yerine hafif dokundurmalarınızı hepp sevdim.
Arkanızdan konuşulanlara kindar, bencil kıskanç iki yüzlü ara açan laf taşıyan ağzın ölçüsü olmayan nerde duracağını bilmeyen insanlar için  bir şekilde boşver der unuturdun,
çünkü senin kalbin tertemiz
Sizi her yıl ağustos ayında bekler, o günlerde yemekler yer, sohbetler eder ve birlikte düğünlere katılırdık.
Sizin hayata gülüşünüz, bakışınız, eğlenceli tavrınız ve neşeniz bana kokulu bir bahçe gibi gelirdi.
Sizden enerjiyi toplar, hayata devam ederdim.
Yeğenlerin ve kardeşiniz  dışarıda yabancı gibi bilgi aldılar ama güle güle gelip diyemediler
Sizin kalbiniz kırmıştılar, sizin kalbinizi incitmiştiler. Ama harekete geçecek ne  cesaretleri var nede  bilgiler var, sesiz kaldılar
Ama affedecek kadar da tertemizdiniz.
Kendinizi oyunun dışında kalmış gibi hissediyordunuz.
Eminim herkes kendine göre haklıdır derdiniz.
Bu hayat sana mutluluk, eğlence, huzur ve zenginlik verdi.
Dışarıda siz saran kucaklayan değer veren göz yaşı döken duva eden çok insan vardı hepsi  size olan düşkünlüğü ifade eden seven çöktü  ama
Akraba İçerisin’de ise Taş Kalpli, dedikodu, kıskançlık, bencillik, arkanızı kazıyan, yüzünüze gülen,insanlar var.soğuk, buz dolabı gibi  insanlar sarmış etrafınızı
omuzlarınıza yaslanacak kardeşiniz olmaması, yeğenlerinizin olmaması,
sizi içten yiyen, bitiren bir ömür verdi…
Ama sen hep doğru olanı yaptın.
Faturayı sana çıkardılar, ama sen kimsenin parasını yemedin. Seninle helalleşmadilar,
senin yanına gelmediler. Şimdi sen gittin, o taş kalpler yumuşamadı, ama gözlerinden yaş geliyor…
Duygulanıyorlar ama bir kardeşin gittiğini bir daha göremeyeceklerini bilmiyorlar.
Oğlun mu ölsün , kardeşin mi demiş oğlum demiş ben tekrar evlenir oğlum olur ama aynı anadan aynı babadan kardeş bulamam demiş… Onun için kardeşin değeri bilmeyen, kardeşin kalbin kazanmak için kapılarda saatlarce beklemeyen, özür dilerim diyemeyen, affı için rica edemeyen kardeşinle helallaşmayan  acaba Yaratan nasıl cevap verecek?
Bu dünyada kaldığın sürece keşke yanında olsaydılar.
Keşke ellerin ellerinde olsaydı, gözlerin gözlerinde olsaydılar.
Hiç konuşmasaydınız ama kalpleriniz temizlenecekti, ama nasip olmadı.
Ders alınmadı, her kişinin bildiği gibi yoluna devam ediyorlar.
Sevgili Dayım,
kız kardeşlerin ağlıyorlar, sana yazmak istiyorum.
Kardeş olup sen sıkıntı var mı demedik,
Elini tutmadık,
Alın terini silmedik,
Bir su veremedik,
Aynı havayı alamadık,
Konuşamadığımız konular içimizde kaldı,
Ne konuşarak erittik, ne de konuşarak silebildik,
Dediler içleri ve dışları yandı. Hala da devam ediyorlar.
Kars’a gidecek, yanında olacak ne cesaretleri var, ne de güçleri…
Sadece dualarıyla senin yanında oldular ve olmaya devam ediyorlar.
Sevgili Dayım;
Senin arkandan yiğit törelerine bağlı oğulların var.
Senin arkanda seni seven eşin var.
Senin arkanda gelinlerin, kızların, torunların var.
Seni seviyorlar, sana dua ediyorlar bunu bil Dayım.
İnsanların içini şeytan hapsetmiş. Şeytan durmuyor, çalışıyor. Ama o şeytanlara fırsat vermeden dayılarımızın yanında olup, hatalarında kırmadan, üzmeden söylemek, ikna olmalarını sağlamak, mezarına gelip de af dilerler inşallah. O günün şahiti olmak istiyorum
Sevgili Dayım.
Ben sadece gittiğiniz yerde mutlu olmanızı diliyorum. Mutlu olun.
Ancak Dayım senin için dua topluyorum, sevenlerimizden, eş ve dostlarımızdan sana dua ediyorlar.
Sizin ölümünüzden ders alıp, kırılan kalpleri düzeltmek için helalleşmeye hareket edecek var mı?
Hep bizim Bahri Sadi’miz olarak kaldın.
Güle güle Sevgili Dayım...
Ayson Karabağ
Yazar-Gazeteci

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM