• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Hakkı Bulut İle Gazeteci Ayson Karabağ Röportajı

Hakkı Bulut İle Gazeteci Ayson Karabağ Röportajı

Hakkı Bulut İle Gazeteci Ayson Karabağ Röportajı

Hakkı Bulut Biyografisi

03.02.1945 doğumluyum. Doğduğum yer, Tunceli ili, Mazgirt ilçesi, Aktarla köyü. Ortaokul 1. sınıfa kadar Mazgirt ve Tunceli’de okudum. Daha sonra ekonomik nedenlerden dolayı Adana’nın Ceyhan ilçesine göztük. Ortaokulu Ceyhan’da bitirdim. Adana Erkek Lisesi’nden mezun oldum. 1964 yıllarında Adana Öğretmen Okulu’nda dersler vererek öğretmenliğe başladım. Tam 12 yıl öğretmenlik yaptım. Tabii öğretmenlik yaptığım yıllarda da müzikle de uğraşıyordum. Küçük yaştan beri babamın saz çalmasının etkisiyle ilkokuldan başlayarak, ilkokuldan önce kapı komşularım, teyzelerim, ablalarım, “Hakkı oğlum” bize bir şarkı söyle dediler… Onların ve öğretmenlerimizin teşviki ile daha sonra ortaokulda sesimin güzelliğinin farkına vardım ve müzik ile uğraşmaya başladım.

Hakkı Bulut İçin Ses Yarışması Nasıl Oldu?

1969 yılına girdiğimizde Adana’da yapılan ses müsabakasında 1.ci oldum. O zaman Adana’daki plak firmasından biri hemen bana mukavele teklifinde bulundu. Plak doldurma teklifinde yanında oturduğum bir aile bana, “Sakın aşağı inme, 500 lira iste” dediler. 500 liradan düşe düşe 50 liraya düştüler. O zamanın 50 lirası şimdiki zamanın 500 milyon TL lirası. O 50 lirayı da yol parası yaptık, İstanbul’a geldik gittik. İlk plağımı yaptım. Leylam, Leylam, canım gıdam, ruhum, bebeğim Leylam. İlk defa farklı bir ses olduğu için pek ilgi görmedi bu eser. Bir sene sonra ise ilk beste ve güftelerimden biri olan “İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız” isimle eserimle doldurduğum plak çok büyük ses getirdi. Daha sonra Falcı ve Dünya benim Değilsin geldi.  Daha sonra ise “Ben Buyum” isimli eserimi yaptım ki ben bunların hepsinden Altın Plak ödülünü aldım. Ama öğretmenliği bırakmadım. Öğretmenlik yapmaya devam ettim. Yani 1969 yılından 1974 yılına kadar 5 sene boyunca herkes beni teşvik etti. Artık öğretmenliği bırakıp tamamen sanatçılığa yönelmem gerektiğini söyleyip durdular, tavsiyelerde bulundular. Hem öğretmenlik, hem sanatkarlık.. Ama bir yere gelindi ki, artık öğretmenlikten ayrılmanın zamanı geldiğini anladım. Kulakları çınlasın. Fevzi adında bir arkadaşım “Ya baba artık bu öğretmenlik senin sanatını engeller, sen sanatçısın, büyük bir sanatçı olacaksın” dedi ve öğretmenli o anda bıraktım. Çünkü öğretmenlik mesleği çok yüce bir meslek ama sanatçılık ayrı bir olaydır. İki işle uğraşamazsınız. Sanatçı olmak istiyorsanız bütün mesleklerden vazgeçersiniz, sanata yönelirsiniz. Öğretmenlik yaptığım dönemde hep düşüncemde sanatçı olarak bir yere gelip devam etmek vardı. Bunu da İstanbul’da denemem gerekiyordu. Adana’da, İzmir’de, Ankara’da olmanız sanatınıza büyük bir çelmedir, darbedir. Çünkü bütün basın, televizyon, magazinciler ne istiyorsanız İstanbul’da. O yüzden katıldığım programlarda şunu söylerim: “Eğer şöhretle bir yere gelmek istiyorsanız, mutlaka İstanbul’da olmanız şart.” İstanbul’da olmayışımızın çok zararlarını gördük, nitekim öğretmenlik yaptığım yerlerde.

Film Teklifi Aldığınızda Ne Gibi Duygu İçindeydiniz?

Bana film teklifi geliyordu. İnsanlar benimle görüşmek için Adana’ya geliyorlardı. Adana’dan Osmaniye’ye geliyorlardı. Osmaniye o zaman Adana’ya bağlıydı. O da yetmiyordu öğretmenlik yaptığım yere gelmeleri için çok zorluklar vardı. Çünkü o zaman köprüler, yollar yoktu. Yağmur mevsiminde de gelmişlerdi. Nitekim, o zaman yağmur yağmış, dereler taşmış, hatta film yapacak adamlar demişlerdi ki, “Biz bu adama film yapmaya geldik, bu su alır bizi Ceyhan nehrine götürür, hayatımızı kaybederiz boşverin Hakkı Bulut’u” deyip İstanbul’a geri dönmüşlerdi. O yıllarda haber almak güzel bir duygu. Ama gidip gelmekte zordu. Gazeteyi günlük okumuyorduk, en az iki günlük gazete okuyorduk. Benimle eş değerlerde olan sanatçılara filmler yapıyorlardı, beni göremiyorlardı. Onu neden söylüyorum, dolayısı ile sanatçı olsanız da şöhretinizi devam ettirmek istiyorsanız arkanızda onu koruyacak, yön verecek aklın olması gerekiyor. Ben bunun eksikliğini hep yaşadım. Bana yardım edecek, yön verecek insanlarla çalışmadım, çalışamadım ya da bulmadım, bulamadım diyelim.

Hatta o zaman İstanbul’da evimde yoktu. Otellerde kalıyordum, gidip menajerlerle konser yapmak istediğimde sadece bana talimat veriyordu. Yanındaki çalışanlar, Hakkı abimize bir çay verin, telefonunu alın derlerdi. Kendilerine bağlı sanatçılara günde 5 defa konser yaparken, bana bir tek iş vermiyorlardı. Dolayısı ile İstanbul’da evim yoktu. Artık İstanbul’da ev almamın gerektiğini anladım. İşte o zamanlar daha şöhret olduktan sonra en az 15 sene sonra ilk evimi Yedikule’de aldım. Daha sonra sattım Bahçelievler’e yerleştim. Hatta araba bile almıyordum, dolmuşlara biniyordum. Çok kötü bir sanatçı için otobüste insanlar, bir sanatçıyı yanlarında gördükleri zaman maalesef bizden biriymiş demiyor, bizim gibiymiş diyorlardı. Başlıyorlardı yukarıda görmek istedikleri sanatçıyı kendilerinden aşağı görmeye. Otobüse binmemin, insanlar arasında yürümemin çok zararlarını gördüm. İnsanlar arasında ne kadar mütevazı olursan, o kadar yücelirsin. Maalesef sanat dünyası için bu geçerli değil. Şu anda da onun zararlarını gördüm. O zamanlar benimle eşdeğerde olan insanlar, mal-mülk sahibi olurken, ben ufacık paralara talim ediyordum. Elime sıkıştırıyorlardı, 4000-5000 lira. Ben o parayı çok büyük sanıyordum. İstanbul’da harcamayayım diye, Adana Ceyhan’a gidiyordum. O zamanlar bana 5000 lira verdikleri zaman bana en az 100.000 lira vermeleri gerekiyordu. Bunu neden söylüyorum; mutlaka yanınızda size yön verecek, size akıl verecek  hatta gitiminize konuştuğunuz insanlara dahi yol gösterecek birinin olması gerekiyordu maalesef ben bunları yapmadım.

 

Akıl Hocanız Olsaydı, Sizi Daha İyi Yönlendirirdi, Pazarlardı

Onun zararlarını şu anda da görüyorum. Akıl hocası bir taraftan beni besleyecekti, bir taraftan da beni yönlendirecekti. Teklifleri çok daha iyi düşünerek, büyük çerçeveden bakacaktık. Ama bunu o zaman düşünecek zaman yoktu, adam yoktu, bilgi de yoktu, sanatçıyı pazarlayacak ekip olmalı. Geceleri düzenlemesini bilmeli. Organizasyonları yapmada etkili olmalı. Basında haber çıkarmasını bilmeli. Radyolarda şarkıları çaldırmalı. TV programlarında olmayı sağlamalı. Sizi pazarlayacak ekip ile çalışmasını bilseydik çok daha iyi olurdu. Şimdi 130 ülkeye kendimizi pazarlamasını bilmeliyiz.

Hakkı Bulut, Sizi Vatandaş Çok Seviyor

Çok büyük bir ismim var. Bu ülkede; çok sevilen bir sanatçıyım herkes tarafından. En çok sevilen bir sanatçıyım her yön bakımından. Ama dediğim o insanlarla çalışmanın büyük zararlarını görüyorum. Şu anda bir TV programı yapma şansım dahi zor. Sadece reyting alıyor diye bütün programlara davet ediliyorum. Reytingleri alan benim, ama programı yapan başkaları.

Bu Zamana Kadar Kaç Albümünüz Oldu? 

Bu arada bir şeyi unuttum. 1969 yılında başladım. 40 sene geçti aradan. Tam 56 tane albüm yaptım. 56 albüm yapmak belki bir şey değil, ama bunların bütün sözlerini ve müziklerini yapmak çok büyük bir olay. Bu Türkiye rekorudur, dünya rekorudur. Hiçbir sanatçının yaptığı 56 tane albümün sözleri, müzikleri kendine ait olamaz. Ve ben 2 tane Altın Long, 6 tane Altın Plakla ödüllendirildim. Ama maddi yönden çok zayıf kaldım. Çünkü herkes kurnaz davrandı benim karşımda. O saflığımız bu güne kadar devam etti.

Aile Hayatınızdan da Bahseder misiniz?

Evlendim. 4 tane kızım, 1 tane oğlum var. Şu anda kızlarımın 2 tanesi bankacı, 1 tanesi öğretmen, 1 tanesinin kendi nakliye firması var. Çok şükür maddi yönden bir sıkıntım yok. Şu anda mülklerimin bir kısmı Adana Ceyhan’da. Bir kısmı ise İstanbul’da. Çok şükür hayatımızı idame ettiriyoruz.

Hakkı Abi, Akıl Hocanız Olsaydı, Neler Olurdu? 

Hz. Ali’nin bir sözü vardır. Zenginliğin en iyisi akıl zenginliğidir. Demek ki zamanında bir akıl hocası bulsaydım, danışman bulsaydım, daha faydası olacaktı. Ben beste yapabiliyorum, hazırlığını yapabiliyorum. Ama bu şiirleri pazarlama müdürüm olsa, ürünleri satmasını daha iyi bilirdi. Sonuçta elinizde en etkili müzik yolu ile tanınmış bir sanatçıysanız reklam yapmanızla toplum üzerinde büyük etkiler bırakabilirsiniz.

Şimdi Bu Ekip Nasıl Bir Ekip Olmalı?

Bence gazeteciniz yanınızda olacak.

TV’ci yanınızda olacak.

Radyocu yanınızda olacak.

Magazinci yanınızda olacak.

Avukat yanınızda olacak.

Asistan sekreter yanınızda olacak.

Hem mail atmasını bilecek, hem de sosyal medyada sürekli videolar yayarak sizin PR’ınızı yapacak. Ne kadar insana ulaşırsanız, o kadar reklamınız olacak. O şekilde düğün, nişan teklifleri alırsınız. Onun için sanatçıyı pazarlayacak ekip olmalı. Asistan sekreter, sanatçıyı bilgi konusunda besleyecek kitapları bulup, okutacak olmalı.

Sizi Pazarlayacak Ekibiniz Olursa, Neler Değişir Hayatınızda?

Dikkat ederseniz, bakın dünya liderlerine. Mesela yakında Obama geldi Türkiye’ye. Söyleyeceklerini, çevresindekiler yazar ve okurlar, önüne koyarlar. Kendisi o sözlerle insanları etkilemeye çalıştı. Türkiye’deki liderlerde öyledir. Kendileri konuşmazlar. Çevresindeki insanlar akıllı insanlardır. Fikirlerini verirler, fikirlerini söylemesini isterler. Hatta yapacağı espirileri bile çizerler. Onun için bizi de besleyecek, bilgileri masaya toplayacak, ekiple çalışmasını bilseydik, dünyaya ürünlerimiz satardık. Elimizde en etkili müziğim var, şarkılarım var. Bunları televizyon yolu ile, sosyal medya yolu ile, gazete yolu ile anlatmasını bilmeliyiz. Böylece çevreden ülkeler yayılan bir sinerjiyi yakalayabiliriz.

Hakkı Abi; Dünyada Ne Gibi İnsanlar Var? 

Bu dünyada 4 tip insan vardır.

1- Yazarlar

2- Oynayanlar

3- Seyredenler

4- Para kazananlar.

Biz Türkiye’de her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Ekip kurmasını, birbirimizden faydalanmasını beceremiyoruz. Birbirimize güvenmiyoruz. Çok yanlışlıklar olduğu için güven kaybetmişiz. Ürün de sergileyebilirsiniz, satıcı da olabilir, folklorcü de olabilirsiniz. Her dalda pazarlayacak ekibiniz olmalı.

Hakkı Abi; Sizin Şiirlerinizde Çok Mesaj Var?

Bu ülkede yaşarken toplumu gözlemliyorsunuz, görüyor ve duyuyorsunuz. Çevrenizden biri etkileniyor ve sizde bu etkinin altında kaldığınız için şiire döküyorsunuz, besleniyorsunuz ve albümünüze yer veriyorsunuz. Buraya kadar çok güzel. Bundan sonrası için bu ürünü, mesajı hangi çevreye nasıl satacaksınız, nasıl haber yapacaksınız, o şiirin hikayesini yazarak tüketiciyle buluşturmak esas sorun. Onun için biz kaçırdık, yeni satıcı kardeşlerim ekip çalışmasını bilsinler.

Arabesk Nedir?

Arabesk, Türkiye’ye özgü, oryantal bir halk müziği türü. Genellikle duygusal olan şarkı sözleri; umutsuz aşkları, günlük dertleri, umutsuzluğu ve başarısızlığı konu edinir. Küçük bir kısmı ise enstrümantaldir. Fransızcadan Türkçeye geçen arabesk sözcüğü “Arap tarzı” anlamına gelir

Arabeskin ne olduğunu bilmeyen insanların uydurduğu şeylerdir. Nitekim 1988 yılında kültür bakanlığının tertiplemiş olduğu konserde ben delegel olarak gittim kültür bakanlığının orda konuşma yaptım nitekim bütün o profösör ler beni ayakta alkışlıyorlardı ve benim fikirlerim orada çok geçerlilik kazandı. O zamanın Kültür Bakanı Mustafa Tuna Titiz bey ve Kültür Bakanlığındaki yetkililer bana dediler ki, Hakkı bey bugüne kadar arabesk adı altında bütün sanatçıları dinledik seni de dinledik sende istediğimiz bütün müzik tarzları vardır. Biz senden bizim istediğimiz tarzda bir eserini getir dediler ben o zaman henüz üç yaşında bir kardeşim var seni ondan bile kıskanıyorum isimli eserim zaten piyasaya çıkmıştı. 500.000 adet satmıştı 2 ay içerisinde. O eseri rahmetli Esin Engin yönetmen kardeşimizin de yardımı ile ben burada bir takım değişiklikler yapmak istiyorum. Sen bana yardımcı ol cumhurbaşkanı senfoni orkestrasına o eserimizde yer verdik müzik olarak. Kullandık ve kendi soundumuzla birlikte götürdük. Kültür bakanlığınca onay aldı. İlk kez arabesk müziğe TRT’nin kapıları benimle açıldı. O günden bu güne kadar ve ben pop müziğinin de öncülüğünü yapmış oldum. O zaman bakanlığın emriyle çıktığımız için müzik programı yapanlar bana düşman oldular ve dediler ki sen bizi ezdin geçtin oysa benim öyle bir düşüncem olamazdı çünkü TRT’nin kapıları çok mücadele etmeme rağmen açılmıyordu bana. Bir fırsattı benim müziğime ve eserlerime açılmıştı. Bakanlığın emri ile onları reddedemezdim dolayısı ile kapılar açıldı bana.

O yapımcıların çizdiği kırmızı çizgi halen devam ediyor. 40 sene geçti bütün televizyon kanalları reyting için beni davet ederken TRT devamlı bana red kararları çıkartıyor.

Oda acınacak bir hal ama benim TRT’ye ihtiyacım yoktur. Muhakkak TRT’nin bana ihtiyacı vardır onu da söylemiş olalım.

Arabesk müziğe gelince arabesk müziğin kelime anlamı ne Türkiye’dedir ne de Araplar’dadır.

Tamamı İtalyanların yarattığı bir kelimedir. Arabesk kelimesinin anlamı da güzel sanatlarda özellikle de porselen ve mozaikte süsleme sanatıdır. Çiçekleri süsleme sanatının kendisidir. Yani bir güzelliği daha da güzelleştirmek için yapılan bir olaydır. Düşünün ki biz bu müziği ortaya çıkarmadan önce 1969 yılında Türk halk müziğini düşününüz 20 tane bağlama bir araya dizilir sağında solunda bir darbuka bir def ve herkes aynı şeyi çalardı.

Ama biz ne yaptık 40 kişilik orkestra kurmadık. Ama onun bazen 20 tane keman Batı müziği enstrümanlarının hepsini bas gitar, klarnet, org çekinmeden kullandık. Yeter ki; müziğimize uygun olsun dedik. Halen halk müziği bir zamanlar darbuka çalmayın diyorlardı çalmıyorlardı. Ama şimdi bizim başladığımız yola geldiler. Şu anda halk müziğinde bas gitarda kullanılıyor klavyede kullanılıyor. Biz o zaman da haklıydık şimdide haklılığımız devam ediyor. Arabesk müzik işte buydu biz sanatta güzelliği yarattık. Sanat müziğindeki sözleri düşünün 5-6 satırı geçmez biz şarkılarımızı destan gibi yaptık. Bana senin yaptığın bir şarkı ile bir sürü şarkı yapılır niye bu kadar uzun yazıyorsun derlerdi. Arabesk budur. Tüm bunların yanı sıra müzik tarzları arasında ayrım yapmak son derece yanlıştır. Yazdığım Son Mektup Şu An Elimde’yi ben okuyorum arabesk oluyor, Zerrin Özer okuyor pop oluyor. Ben uzun hava söylüyorum arabesk diyorlar.

Sizi TRT’ye Çıkartmıyorlar mıydı, Neden Size TRT Yasaktı? 

Bizim o dönemlerde müzik çalışmalarımıza arabesk diyerek bizi TRT’ye çıkarmazlardı. Halbuki; biz halkın yüreğinde yer edinen şarkıları söylerken, vatandaş bizi dinliyor ve yer yerinden oynuyordu. Ama TRT bize programlarında yer vermezdi. TRT 30 yıl sonra kapılarını açtı. Bu da o dönemde bir engel kapısıydı. Siz halkın sevdiği şarkıları yasaklayamazsınız. Halkın gönlünde olan şarkılara yasak getiremezsiniz. Şimdi ben kazandım.

Size Göre; Müziğinizin İsmi Nedir?

Bana arabesk dediler, bu saatten sonra bırakalım devam etsin ama benim tarzım hiçbir sanatçının tarzına benzemez. Benden sonra bir Hakkı Bulut daha gelmeyecektir. Beni küçük büyük herkes sever. Çok farklı bir dinleyici kitlem vardır hiçbir sanatçı benim kadar sevilmez bu ülkede.

Sadece bu ülkede değil Azerbaycan, Suriye, Libya şarkılarımı bilmeseler bile müziklerini dinlerler. Onu bırakın Shakira bile benim müziklerimi dinliyor. Benim müziklerim 130 ülkeye yayılmış durumda. Ben her ülkeye gidersem Türkiye’yi tanıtmış olurum. Tanıtımla kalpleri kazanmış olurum. Müzik insan kalbini kazanır.

Size Bir Spiker Şarkılarınızı, Eşinize mi Yazıyorsunuz Demiş

Hiç kimse bütün şarkılarını eşine yazmaz. 800 tane şarkının hepsini nasıl eşime yazayım. Toplum içinde yaşayan, duyan, üzülen kişilersiniz. Bizde çevreden ve toplumdan beslenince şiirlere döktük. Müzik yaparak albümümüze koyduk. Üzerinde çok büyük çalışma oluyor. Zaman ayırıyorsunuz, çalışıyorsunuz, sonra bu müzik halkın sevdiği müzik oluyor. Evlenmeden önceki mazimde “İkimiz bir fidanın” adlı eserimi,  evlenmeden önce bir sevdiğim vardı ona yazdım. Gün geldi ayrıldı “Ben buyum” dedim o besteyi de ona yazdım. Ben bütün şarkılarımı, eserlerimi; hayatımı etkileyen, çevremde gördüğüm olaylardan etkilenerek yazıyorum. Nitekim siyasi eserlerim bile var. Bir genç birini sevdiği zaman söyleyemese açıyor benim albümümü. Son ses ben onun dili oluyorum, tercümesi oluyorum bi yerde.

Şöhret Size Ne Getirdi, Nasıl Bir Duygu? 

İnsanlar tarafından sevilmek başka bir aşk. Yeryüzünde en çok sevdiğim mutluluğu bana verdi. Çünkü şöhret olmayı çok istiyordum. Dünyaya gene gelsem, şöhret olmak isterim ama Hakkı Bulut olarak. Başka biri olarak değil, rezaletler yaşayan biri olarak değil. Şu andaki gibi saygı gösterilen Hakkı Bulut olarak gelmeyi düşünürdüm. Yolda yürürken zorlanıyorum, resim çektirenler, size değer verenler, sizinle resim çektirmek isteyenler. Bu sevgiyi insanlar bizden almışlar. Bize bu şekilde sevgilerini gösteriyorlar. Onun için halkın sevgisi başka bir sevgi.  Şöhret bana servet getirdi çok büyük bir dinleyici kitlesinin sevgisini getirdi. Maddi manevi servet getirdi. En önemlisi insan sevgisini getirdi bundan daha güzeli yok. Her şeyin en güzeline kavuştum, rabbime şükrediyorum ki benim dünyama o sanatçı becerisini yerleştirmiş.

Unutamadığınız Bir Anınız Var mı?  

1974 yılında albümüm çıktı o zaman plak satışları iyi bende öğretmenlik yapıyorum.Benim öldüğüme dair bir şahibe çıktı. Bir gün otobüse biniyorum beni plak çalıyor bitiyor tekrar başa alıyor dediler bu adam da öldü diye bende ölmedi hakkı bulut benim öğretmenlik yapıyorum dedim. Sanki otobüsün içine kar yağdı beni otobüsten attılar. git tarlada pamuk toplayanlar var belki hakkı bulutum diye kandırıp şarkı söyletirler sana dediler. Buna benzer binlerce anılarım var turnelerden öğr. yıllarımdan. Hatta bunları bir kitap haline getirmek istiyorum ve hatta yazdım şarkılarımın sözlerini de yazdım. Benim bir hayranım benim şarkılarımı kitap haline getirmiş. Çünkü benim anılarımda film senaryoları gibi olaylar var. Örneğin ihtilal döneminde kimse cezaevine düşmedi işkence görmedi, bir ben görmüşüm böyle derken şikayet etmiyorum hak etmiştim bunu da söyleyelim.Bir kitap haline getirirsem film olacak büyük konular vardır. Şarkılarımız halkın kalbine nakşetmiş. Ama sonra zaman içinde TV’de görerek o şarkının sahibini de sevdiler, sahip çıktılar. Onun için şarkılarıma sonra da bana sahip çıktılar.

İlk Ödülünüzü Alırken Ne Hissettiniz, Nasıl Bir Duygu? 

İlk ödülü bırak albüm çıkarken sevinçten uyuyamıyorsunuz. Kapağına bak resimlere bak.Benim ilk resmim orta okul da çekilmişti o zaman maddi durum iyi değil tabi ben onu duvara astım çocuklarıma diyorum ben buyum bulunduğunuz yer sizi şımartmasın.İlk kasetim çıktığında gördüğünüz itibar kaset imzalatılması büyük bir mutluluk ilk heyecanı şimdilerde yaşayamıyorsun. Şimdi sadece görev yapıyoruz sevenlerimizin duygularını paylaşıyoruz.

Geldiğiniz Yollar Dumanlı, Acılı Yollar, Yokluk Yolları, Size Faydalı Olmuş mu?

12 tane de sinema filmi çektim. Suna Yıldızoğlu, Erol Taş, Yusuf Sezgin, Hüseyin Peyda ile oynadım. Bu filmlerin hepsinde başrol oynadım. Yokluk bizi çok çalıştırdı, hem ürettik, hem de beslendik. O dönemde yazdıklarım halen insanların kalbinde, ağzında, dilinde söyleniyorsa sizlere karşı sevgi selinin olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bizim geldiğimiz yolun başarılı bir yol olduğunu bizlere gösteriyor. Bu toplum kime ne verirse alır baştacı olursunuz.

Peki Bu Filmlerden Para Kazandınız mı?

Hayır ben hiçbir zaman büyük paralar kazanmadım halen de kazanmıyorum. Örneğin bir belediye geliyor bizim bütçemiz kısıtlı diyor tamam kardeşim diyorum. Başka sanatçılar benim 4 kuruşa gittiğime onlar 100 kuruşa gidiyor. Film çekerken bile başkasının 40.000 aldığı filmde ben 2.500 alıyordum. Onun için ben hiçbir zaman büyük paralar kazanmadım. Sürekli çalıştım ve çalışıyorum. Çok şey bilmiyorduk. Onun için insanların bize duygusal yaklaştığını biz sonra anlıyoruz. Ama o dönem bizi duygunun saflığı içinde olduğumuz için karşı tarafın fikrine saygı duymuşuz.

Türkiye Çok Değişti, Kaç Devir Geçirdiğinizi Biliyor musunuz?

Adnan Menderes, Kenan Evren, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Ahmet Necdet Sezer, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan’a kadar geldik. Saddam’dan Clinton’a ve Biden’a geldik. Çok zaman ve çok uzun ömür yaşadık. Pek çok siyasetçi gördüm. Çok farklı dönemleri yaşadım. Şimdi 5.ci nesil 6.cı nesil bile tanıyor bizleri. Onun için 6.cı nesili kazanmaya devam ediyorum. Bazı politik olaylar beni çok üzüyor. Sanat dünyasına gelince. Benim evim Türk örf ve adetlerine göredir. Ben gidip barlarda, diskolarda içip o rezalet hale düşmem beni herkes bilir. Ben Türk toplumuna mal olmuş biriyim ve örnek olmam gerekir diye düşünüyorum. Kimseyi kırmamaya, daima yumuşak ve yapıcı olmaya çalışırım. Elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışırım.

Biri çıkıyor ben layt müzik yaptım diyor kendi müziğini aşağılıyor, biri diyor benim istediğim müzik bu değildi rüzgar o yöne savurdu diyorsa. Bu dinleyiciye hakarettir. O insanların yanlış müzik dinlediğini o insanların kandırıldığını ben bunu anlatmaya çalışıyorum.

Başka Mesajınız Var mı?

Şimdi ben bir televizyon programı yapmak istiyorum. Çünkü iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanlara program yaptırılıyor. Fakat ben çok iyi bir program sunucusu olabilirim. Fakat onunda şartları var. Sponsor aranıyor, maalesef biz o sponsorları bulamadık. Nasıl ki, bizi yönlendiren insanları bulamadıysak, çevremizde maddi yönü kuvvetli insanları bulmayı da beceremedik. Ben sadece beste, güfte yaptım, bunlarla uğraştım. Keşke çevre de edinmiş olsaydık o da bizim eksikliğimiz. 40 yılı geride bıraktık. Şimdi hatalarını söyleyen bir sanatçıyız. Aynı hataya düşmemek için bizlerde yol rehberi olacak, akıl hocası olacak arkadaşlarla inşallah bu süreci en iyi şekilde atlatacağız.

Siz Pekçok Dönemde Yaşadınız, Tecrübe Edindiniz, Ne Tavsiyede Bulunursunuz?

Bilgi zenginliğini bulun. Ekibinizi kurmasını bilin. Sanatçı olun, iş adamı olun, yönetici olun, ne olursanız olun ama siz kendi döneminizde marka olmak istiyorsanız, hikayelerinizle anılmak istiyorsanız, yanınızda olan kişileri iyi seçin. Yalnız başına hiç bir şey değilsiniz. Yanınızda basın danışmanı, gazeteci alın ve sizi pazarlamasını bilsinler. Böylece eserlerinizle tanınır ve kişiliğinizle anılırsınız. Bu şekilde insanların kalplerinde kalarak marka değerinizi yükseltebilirsiniz.

Şimdi Elimizde Fırsat Var mı?

Bugün dünya insanları ülkemize geliyor. 130 ülkenin insanları geliyor. Bu bir nimettir. Onun için pazarlamayı, tanıtım yapmayı, çevreye iyi duyurmasını öğrenin ki kapınıza teklifler gelmesini düşünün. Onun için her gün yeni kapılar yeni fırsatlar açılıyor. Açmasını bileceksiniz, öğrenmeyi bileceksiniz, pazarlamayı bileceksiniz.

Doğun,Nişan Toplantıları için 0532 3910934

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
reklam
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM