Sini Börek ve Baklava Ceo’su Burak Yiğit Koçlar İle Gazeteci Ayson Karabağ Röportajı

Sini Ev Böreği ve Baklava Hizmetinde Türkiye’de İlk Olmanın Keyfini Yaşıyoruz

Burak Yiğit Koçlar, Sizi Tanıyabilir miyiz?

18.03.1991 Kadıköy Göztepe doğumluyum. İlk ve ortaokulu Kalamış’ta tamamladım. Liseyi ise Üsküdar’da okudum. Üniversite için Okan Üniversitesinde başlangıç yaptım ama tamamlayamadan işin başına geçtim. Bekarım.

İş Hayatına Ne Zaman ve Nasıl Başladınız?

Göztepe’de babam; ev böreği, baklava, mantı işleri yapardı. Biz de ister istemez babamın yanına takılarak işin içinde bulunuyorduk. Fakat Sakarya Pamukova’da inşaat işine bir arkadaşımla başladık. Hem inşaat yapıyor, hem de harfiyat işleriyle uğraştım 3 yıl boyunca. Devam ettim ama çevremin ve kız arkadaşımın baskısıyla İstanbul’a geldim.

İstanbul’da Hangi Sektöre Başladınız?

Bizim aile olarak Sini Börek markamız vardı. Bu sektörün içinde yetiştim. Biliyorum ve seviyorum. Sefaköy’de altyapısı olan firmayı devir alarak işlerimize buradan başlayarak İstanbul’da lezzet yaymaya ve Sini markasını Türkiye’ye yaymaya başladım. İmalattan lezzete kadar her aşamayı biliyor ve yaşıyordum. Kendi markamızı Sefaköy’den Türkiye’ye yaymaya başladık.

Ne zaman İşe Başladınız?

Biz bu işe tam soyunduk ve kendimizi pandeminin içinde bulduk. Zor şartlar içinde biz kendimiz işe başladık. Maddi-manevi sıkıntılar içinde kendimizi bulduk.

Kosgeb’den, Devlet’ten Destek Almadınız mı?

Sektörün en genci olarak müracaat ediyorum, sistem değişiyor. Bir ara web sitesi için, reklam için, bayilik için, işçi için destekler vardı, onları dolduruyoruz, sistem değişiyor. Bize nasip olmadı belki de biz bilmiyoruz.

Sizin İşiniz Lezzet, Zor ve İtina İsteyen İş, Zorlanmadınız mı?

Biz unu aldık, yaptık. Satarken aynı unu alıp yerine koyamadık. Undan baklava yağına kadar, fıstığından işçisine kadar çok zorlandık. Doğalgaz, elektrik, su faturalarımız yüzde yüz arttı. Her ay 15.000 TL elektrik faturasıyla karşı karşıya kaldığım günler oldu. İtiraz etmeye gidiyoruz. Bizi dinleyecek bir yetkili bulamıyoruz. Form doldurun verin diyorlar, 1 ay sonra gelip elektriği kesiyorlar. Pek çok engellerle karşı karşıya kaldım. Elektrik engeli, zamlar ve ödemeler ağırlaştı. İş yaptığımız kurumlar işlerini bıraktı. Ürettiğimiz malları vermek için gittiğimizde kapılar yüzümüze kapandı. İş hayatımda bu kadar tersliklerin olması karşısında mücadele ruhumuz gelişti. Keşke bu kadar üstüme gelinmeseydi, çok etkilendim. Bu konuyu bir genç arkadaşım yaşasaydı, işin altında ezilirdi. Onun ezilmesini şahsen istemem.

Sizin İşte Huzur Çok Önemli Değil mi?

Biz hamuru, yağı, el becerisini bir araya getirerek lezzet üretmeye çalışıyoruz. Bizde huzur çok çok önemli. Çalışanlarımızın moralli olması çok önemli. Bu huzur içinde; işini ve görevini zevkle yaptığı zaman daha iyi oluyor. Daha mutlu işler ortaya çıkıyor. Onun için pek çok engelin arasında kaldık ama çalışanlarımız duymasın, üzülmesin diyerek içimize atarak çalıştık. Bizim ustalarımız ağırlıklı bayanlar. Bayanların üzülmesini de açıkçası istemedim.

Faaliyet Kolunuzu Okurlarımızla Paylaşır mısınız?

Kahvaltılarda, toplantılarda ve mevlitlerde ikramları için El yapımı börek, sini  baklavalar yapıyoruz. Birçok çeşidimiz mevcut; Mekik böreği peynirli ve kıymalı var. Kol böreğimizin peynirli, kıymalı, ıspanaklı ve patateslisi var. Kare su böreği, Sigara böreği, Dolma böreği, Kare dolma böreği Kare köy böreği, Boşnak böreği, Gül böreği, Köy böreği, Sarıyer böreği gibi böreklerimiz ve baklavalarımız mevcut.

Sini Baklavayı Toplan Verdiğiniz Yerler Var mı?

İstanbul’da pek çok yerlere kapıya kadar teslim ediyoruz. Ama bazı firmalar tasarruf yaparken listesinden hemen böreği çıkarmasını biliyor. Biz imalat yaptığımız ve kapısına kadar gittiğimizde kurumlar almayınca oraya giden aracın günlük masrafı, çalışan kişinin bedeli, zaman kaybı çok bizi zorluyor. Haliyle ürün elimizde kalıyor. Halbuki firmalar telefon açarak bize bilgi verseler, daha programlı çalışsak daha büyük şanslarımız olur. Zamandan ve masraftan kısmış olacağız. Onun için riske giren bizim imalatçılarımızın bedelini ağır ediyoruz. Kolay bir süreç olmuyor.

Baklava Çeşitlerimiz: Köy Muskası, Sarı Burma, Havuç Dilimi, Bülbül Yuvası

Gelin tırnağı, Köy baklavası, Kaymaklı baklava, Tulumba tatlısı, Sütlü Nuriye, Badem pare, Şekerpare, Revani, Şöbiyet çeşitlerimizi müşterilerimiz telefon açtıklarında siparişlerini adreslerine kadar teslim ediyoruz.

Yaşadığınız Zor Günlerde; Gerek Maddi Kaybınız, Gerekse Zaman Kaybı Nasıl Bir Ders?

Ticaretle uğraşan iş adamları bu sıkıntılı günleri maalesef yaşıyorlar. Bizde bu süreçten büyük zararlar alarak çıktık. İş adamlarının bu sıkıntılı günleri yaşamasını istemem. Şu anda benim gibi sıkıntı yaşayan esnafın dertlerine kulak asacak, yardımcı olacak, bir alan olmalı. Direkt bakanlığının olması gerekir. Biz ülke ekonomisine katkıda olan firmalara el verecek, omuz verecek birimlerin olmasını isterim. Bu kısa sürede yaşadıklarımızı hiçbir esnafın yaşamasını istemem. Yaklaşık 50 kişi ile çalışıyoruz. Bu sektörde yoğun bir şekilde emek harcıyoruz. Ticaret alanında istediğimiz ilgiyi, değeri göremiyoruz. Elektrik aldığım sektörde bir muhatap bile göremedim. Beni dinleyecek bir merci bile fark edemedim.

Ticaret Sıkıntılı mı?

Ticaret yapan kişiler ülkemizi temsil ediyor. İç sektör böylece canlanıyor. Bu iş insanlarının önünde insan engeli olmamalı, iletişim konusunda insan yerine konularak çalışmalarından yanayım. Bunları göremeyince insan bir yere kadar sabır ediyor. Bu sıkıntıları hiç bir patron yaşamasın istiyorum. Ticaret odasına yıllık bir bedel ödüyoruz. Ama hiç ticaret odasından faydalanmadım. Ne zaman, kimden, nasıl faydalanacağız bunu merak ediyorum.

Bu Sıkıntılı Günlerinizde Kimler Arayıp, Size Moral Verdi?

Bu işletmenin çalışması için elektrik çok önemli. Gelip elektriği kestiler, bizim can damarımızı kestiler. Soruyorum pek çok firmaya ürün yapıyoruz, burada çalışan kişiler var. Bu kişiler ve bizden mal alıp satan firmaları düşünsenize diye soruyorum. Bu şekilde öldürmek mi, korumak mı bunu anlamak gerekir. Onun için keşke ticari ruhu bozmayan, birbirimizle daha iyi olsak diye düşünüyorum. Atatürk, Florya’ya geliyor. Gizlice dışarı çıkıyor, bir çifti görüyor. Yanına gidiyor ve sigara istiyor. Neden tek hayvanınız var diyor. Devletin adamları geldi aldı diyor. Vergi için aldılar diyor. İş yerini zor duruma düşürmeden çalışmalar yapılsa daha iyi olacaktır.

Sizi Hayatta Tutan Şey Nedir?

Çalışanlarımızın ve lezzetimizi sevenlerin sorumlulukları bizleri sabırlı olmaya itiyor. Son limitine kadar beklerim. Çıkan engel ne olursa olsun engeli aşmak için elimden geleni yaparım.

Çevremizde Küskün İnsanlar Var, Ne Önerir siniz? 

Dinimizde ‘hediyeleşirseniz hediyeler soğuk kalbi ısıtır, paslanmış kalbin kapısını açar’ denir. Birinin kalbini kazanmak isteyenler olursa o kişinin evine bir sini  baklava veya su böreği göndersin ağzı tatlansın, lezzeti tatsın. Sonra siz elinizde bir sini  ile gidin. İşte o zaman paslanmış kalbin pasını açarsınız. En iyi hediye evde 7’den 70 kadar her kişinin yediği sevdiği lezzetli yiyeceklerdir.

Misafirliğe gideceksiniz 1 tepsi alıp giderseniz, çay onlardan yiyecek sizden olmuş olur. Evde mevlit vereceksiniz veya sabah kahvaltıya misafir davet ettiniz, bu ihtiyaçlarınızı biz karşılıyoruz.

Siz Burada Bir Rızık Kapısı Olarak Hizmet Veriyorsunuz, Nedir Rızık?

Rızık kapısı anahtarı bizim çalışma hareketimiz ve kazancımızdır. Talep almadan ekmek vermek Hakk’ın adeti değildir. Çalıştığın yere emeğini, sevgini ve doğruluğu koymalıyız. Çünkü alın teri seni bulur. Emek ver, emek kapısının kıymetini bil, şükretmeyi bil. Yanlış yollara düşme, erken konuşma, çevreni kışkırtma, hislerinin sesini dinle. Rızık kapısı için mücadele eder, çaba harcarsanız o zaman o risk kapıları açılır. Yoksa; O kapıda kilit olur açamayız. O kilidin anahtarı bizim çalışmamız, çaba harcamamızdır. Bu kapının anahtarının açılmasının yolu yoktur. İstemeden almak vermek hak değildir.

Geliş Yolu, Gidiş Yolu Ne Demek?

Bu dünyada yaşamak doğru yolda yürümek istiyorsan kendine rehber bul yol gösteren olsun. Oku, bilgiye önem ver. Geldiğin yolun kıymetini bil, tekrarı yoktur. Sevgi tohumları ektiğin, gönül kazandıkların, yaptıkların ikramlar, kendini sevdirdiğin insanlar filiz verecek. Bu nedenle dikkatle gönül kazana kazana, tohum serpe serpe git.

Sohbetinizde Akıl Çividir Diyorsunuz, Nedir Bu Akıl Çivisi?

Akıl insanın külahında bir çividir. Ara sıra yumruk yemeden kafasının içine girmez. İnsanoğlu bir bedel ödemeden akıllanmaz, ders almaz. Canı yanmadan uyanmıyor. Başkasının canı yandığında hissetmiyor.

İnsan Bir Ağaca Benzer Dersiniz, Nasıl Bir Ağaç?

Bir insan ağaca benzer. Ahti de ağacın kökü gibidir. Kökün gelişmesine çalışmak onu sağlamlaştırmaya uğraşmak gerekiyor. Çürümüş köktür. Böyle çürümüş kökün ağacı da meyve vermez. Ağacın dalları yapraklar yeşil bile olsa kökü çürümüş olanın faydası yoktur. Bilginle gururlanma ahdini hatırla onun tutmayacak çünkü bilgi kabuğa benzer. Ahit ise onun içindir özrüdür.

Evin Çobanı Olun Diyorsunuz, Nedir Çoban?

Ben işimin başındayım ve donanımlı bir ekibimin var. Bu işleri yapan ekibimin kendi sorumlulukları var. Dolayısıyla benim sorumluluklarım fazla. Ben diyorum ki; ‘bir evin reisi baba aynı zamanda o evin de çobanıdır’ Bakacak, koruyacak, doyuracak, güvenilir olacak. Her şeyi layık olduğu şekilde yapacak. Sürüsüne layık bir çoban olacak… Bakın; ülkemizin başına virüs belası geldi ama

herkes hakkını istiyor, kirasını istiyor zor şartlarda da olsan istiyorlar. Bu nedenle düşmeyeceksin düştün mü kolundan tutan olmaz. ‘İnsana güvenme ölür duvara yaslanma yıkılır’ demiş atalarımız. Biz tüm sorumluluklarımızın farkındayız.

Küsmek Nedir Yiğit Bey?

Bir mümin bir başka bir müminle ancak 3 gün küs kalabilir. Küsmek çocuk işidir. Akıllı, olgun insanlar küsmez. Fikirler ayrı, farklı olabilir. Kabul etmeyebilirsin, kızabilirsin hatta tartışabilirsin. Her şey gelip geçicidir akılda bile kalmaz. Onun için hiç küslük yapmayın. Küslük olmasın diye küsmüş insanlara 1 SİNİ  baklavayı göndermeyi ihmal etmeyin.

Sizce Gönül Dili Önemli mi Yiğit Bey?

Ağızdan çıkan kelimeler nereden geliyor… Kelimeler keskin, kırıcı olabilir. O kelimelerin ifade ettiği mana geldiği yere değişir. Kelimeler gönül telinden geliyorsa tesiri de algılaması da farklı olur. Gönülden çıkan gönüle ulaşır unutmayın…

Dost Edinmenin Yolunu Kaçırmayın Diyorsunuz

Dostlarınızı sıkça ziyaret edin. Giderken hediyenizi ihmal etmeyin. Zamanla dosta giden yollar, diken ve çalılarla kaplanır. Bu yolları tatlı bir dil, güler yüz, nezaket, ilgi ve alaka göstererek açın. Böylece onun kalbine giden geniş bir yol açmış olur ve onun dost listesinde her zaman yerin olur.

Baklava Franchise Şubeleri Açmak İstiyor musunuz?

Kendi işini kurmak isteyenler ilçesinde yer bulsunlar, orada satış analizi yapalım. Baklava satacaksa işini kuralım, anahtar teslim yapalım. Biz kadınlarımızın iş dünyasında daha çok kendilerini göstermelerini istiyoruz. Kadınlarımız daha hijyen ve sorumluluklarının bilincindeler. Bizim asıl amacımız kaliteli ürün hizmeti sağlamaktır. Franchise projesi ile kendi işini kurmak isteyen bayanlar ve bayları merkezimizde ağırlayalım. Misafirimiz olsunlar, iş ortaklığımızı konuşalım. Siz müşterinizi ağırlamayı düşünün. Biz sizin satacağınız lezzetli baklavaları ayağınıza getirelim. Siz satın. Tanıtım Reklam bizden

Ayson Karabağ diyor ki; Yiğit Bey güzel sohbetiniz, güzel ve sıcak su böreğiniz için teşekkür ederiz.

Yiğit Bey, ilginize ve misafirperverliğinize çok teşekkür ederim. Sizinle sohbet etmek güzeldi. Hayatınız tıpkı baklavalar gibi lezzetli olsun. Afiyet olsun.

444 54 77