Küçük bir yer. Fakat gönlü geniş. Giderseniz sorarlar, kahveniz nasıl olsun, şekerli, az şekerli, şekersiz derler. Buranın bir özelliği var. Sormazlar. Kahveleri fincanda pişirirler. 20 dakika sonra geldiği zaman çok sıcak, elinizi yakabilir. Üstünün köpüğünü fark edeceksiniz. Aradan 1 dakika geçmesi gerekir, o zaman fotoğrafları çekin. Kahvenin yanında damla sakızı geliyor. Bir bardak suyu da nasıl içerseniz öyle kullanın. Şekerliyse  veya Şekersiz işte şekeri o zaman kullan veya kullanma.

İşte siz de şekersiz kullanabilirsiniz. O zaman kahvesi ateşte, fincanın içinde pişirerek getiriyorlar. Damla sakızının yanında lokum görünümü de güzel. Lezzeti de güzel, mideye kahve gönderirken nefis bir de ilgi istiyor. Hasan Bozkurt’un kahvesinin bir özelliği de kahvesinin sunumu ve içimde akılda kalıyor. En son bir arzunuz var mı diye soruyorlar. Masada çocuk varsa onlara daha fazla ilgi gösteriyorlar. Benden bir tadımlık ikram edeyim diyerek çocuklarla iletişim kurmasını biliyor. İşini ve görevini severek yapıyor. Küçük yer ama sıcak bir ortamda arzu ederseniz, içeride sobası var, soba başında kahvenizi de içebilirsiniz.

Ankara’ya gelince mutlaka kaleye çıkın. Kahveci Hasan Bozkurt’a gitmeyi unutmayın. Kahvenin 40 hatırası var diyorlar. Gerçekten ilgisi, damak lezzeti, fark yaratıyor. Nefis tadı akılda kalır, sizde kahveyi kalede için.

Gaveci

Hasan Bozkurt  0553 045 94 35

Ayson Karabağ

Yazar-Gazeteci